Osmanlı Devleti’nin yönetiminin yetersiz kalışı ile başlayan istilaya başkaldırmayı beceremeyen Padişah Vahdettin’in damat Ferit’in kurdurduğu hükümet vardı… İtilaf devletlerin kuvvetleri karşısında saltanatı korumaktan başka hiçbir iş yapmayan yeteneksiz bir hükümet… İtilaf devletlerinin istekleri doğrultusunda karar alan ve uygulamayı padişah Vahdettin’in emirlerleriyle yapan ve itilaf kuvvetlerini memnun etmek isteyen bir hükümetti…
Kurtuluş için ulus içinde örgütlenen derneklerin varlığının oluşmasını sağlayan cemiyetlere bakalım: Trakya-Paşaeli Cemiyeti bu derneğin amacı olan Trakya Cumhuriyeti kurmaktı… Vilayat-i Şarkiye Müdafaa-i Hukuk-ı Milliye Cemiyeti; Doğu illerinde oturan halkların siyasi ve sosyal hayatlarını serbestçe kullanmalarını sağlayacak meşrutiyeti ve bu illerdeki Müslüman Halkların tarihi ve milli haklarını savunmaktır… Ancak yapılan açıklamalardan anlaşılan bu derneğin kuruluş amacının Doğu illerinde Ermeni nüfusunun çoğunluğu ileri sürülecek; bu yerlerin Ermenistan’a bağlanması isteği amaçlanıyordu… Karadeniz’de bir Pontus Rum devleti kurulmasına karşı olan Trabzon halkını korumak üzere kurulmuş olan Muhafaza-i Hukuk Derneği vardı… Birde Merkezi İstanbul’da olan Trabzon ve Havalisi Âdem-i Merkeziyet Cemiyeti’nin amacı merkezden ayrılma gibi bir düşünce içinde olmasıdır… İSTANBUL’DA VE KONYA’DA KURULAN CEMİYETLER… Bu dernek kuruluşların dışında başka derneklerinde kurulduğu görülüyor. İstanbul’dan idare edilen Kürt Teali cemiyeti Diyarbakır, Bitlis ve Elâzığ illerinde kuruldu… Bunların amacı bir Kürt devletini yabancıların desteği ile kurulmasını sağlamaktı… Konya havalisinde İstanbul’dan idare edilen Teali-İslam Cemiyetinin kurulması çalışmaları vardı. Yurdun her tarafında İtilaf ve Hürriyet, Sulh ve Selamet Cemiyetleri de kurulmuştu… AYRICA İSTANBUL’DA YABANCI CEMİYETLERİN KURULMASIDIR… Bunların başında İngiliz Muhipleri Cemiyeti üyeleri içinde hükümetin Nazırları ve ileri seviyedeki memurlar vardı. Amaçlanan İngilizler dost olmak için kurulmuş bir cemiyet olduğunu söylenemez. Bu cemiyetin üyeleri kendi çıkarlarını Lloyd George hükümetinin desteğini alarak koruma zırhını alma düşünceler vardı. Bu cemiyetin üyelerine bakıldığında; görülen resim içinde padişah Vahdettin, Damat Ferit Paşa, Dâhiliye Nazırı Ali Kemal, Adil ve Mehmet Ali beyler ve Molla Sait bulunuyordu. Bu cemiyetin iki yönlü ile iki ayrı görevi vardı. İngilizlerin desteğini alıp, Atatürk’ün başlattığı mücadeleyi yıpratmak, isyan çıkartmak ve milli şuuru yok etmekti… AMERİKAN MANDASI… İstanbul’da yaşayan düşünürlerin ilk aklına gelen düşünce “Amerikan mandası” idi. Bunların başınsa Halide Hanımın önderliğinde yapılan toplantılar hiçbir sonuç getirmedi… ATAMIZIN YETKİLERİNİ BIRAKARAK HALKIN
SEVGİSİNE DÖNMESİNE GELİNCE…
O günden bugüne gelen istifa etme müessesinin ilk icra eden Atamızın olduğunu öğrenmiş oldum! Atamızın çalışmalarından rahatsız olan Harbiye Nezareti ve Padişah Vahdettin’in İstanbul’a çağırması ile başlayan pazarlık sonuçsuz kalır! Atamız bu durumda 8-9 Temmuz 1919 gecesi hem Harbiye nezaretine ve Padişah Vahdettin’e istifa ettiğini bildiren telgrafı gönderir… Bu durum halka ve ordu birliklerine duyuruldu. Bu istifa sayesinde daha rahat etme imkânı içinde milletin sevgisi ile başlayan çalışmalarına devam etti. Ordu birlikleri ile kurduğu iletişim sayesinde ordu birliklerin güçleri hakkında bilgi akışı hakkında bilgi akışını alır. Böylece ordu birlik komutanları ile kurduğu ilişkilerin sonuçlarının arasında ordu komutanları arasında başlayan anlaşmazlıkların baş göstermesinin ilk Cemal Paşa’nın, Refet Paşa’nın ve Selahattin Bey’inde birliğinden ayrılmaları üzerine yapılan genel bildirim yayınlandı… Bu bildirimin kısa özeti olarak söylenecek olursa; komutanların birliklerin başından ayrılmamaları istendi. Ayrıca kuvvetlerin başına güvenli komutanların olmasının önemi vurgulandı…
MESAJ: Atamız diyor ki” Efendiler, bu söylevimle, milli varlığı sona ermiş sayılan büyük bir milletin, bağımsızlığını nasıl kazandığını ilim ve tekniğin en son esaslarına dayanan milli ve çağdaş bir devleti kurduğumu anlatmaya çalıştım. Ulaştığımız sonuç, asırlardan beri çekilen milli felaketlerin yarattığı uyanıklığın eseri ve bu aziz vatanın her köşesini sulayan kanların bedelidir. Bu sonucu Türk Gençliğine emanet ediyorum…(Mustafa Kemal Atatürk)