Siyasi açıdan Halife Osman’ın döneminde; Şam Valisi olduğu bilinen bu hırslı ve iktidar uğruna yapamayacak olan hareketleri yapan ve yaşatan kişiydi Muaviye… Hakem olayı ile Ali’nin hakkı olan halifeliği elinden alınmasını sağlayan; bu zalim ve şeytani bir komutandı. Hiçbir Müslüman komutanın cesaret edemeyeceği; Sıffin’de“mızrak uçlarına kuran sayfalarını koyan” bu zalim ve şeytani düşüncelerini sergilemekten kaçınmadı… Ordusuna Ali’nin askerlerinin üzerine saldırma emrini vermesiyle; Hz Ali’nin askerleri mızrakların üzerinde bulunan Kuran sayfalarına karşı savaşmayı ret etmesiyle; avantajı yakaladı… Bu olayı çözecek olan bir hakem tayin edildi… Hakem bu olayı şöyle çözeceğini söyledi; elimdeki yüzüğü kimin parmağına geçirirsem, O halife olacaktır dedi. Ve parmağından çıkardığı yüzüğü Muaviye’nin parmağına geçirdim ve seni halife tayin ettim… Bu hareketin sonunda; halife sorunu uzun bir süreç içinde devamlı ihtilaf haline gelmiş oldu. Şam Valisi Muaviye aynı zamanda Hz Halife Osman’ın akrabası olduğu bilinir…
Zamanla Osman’ın öldürüleceği düşüncesine sahip olduğundan, ordusunu Medine’ye yakın bir yerde ikamet ettirdi… Daha sonrasında Muaviye iktidar gücünü kullanan ve Ordu içindeki gücü sayesinde Halife olması ile başlayan Emevi Devletinin dini motiflerine dönüşen ilk Müslüman din devleti olma özelliğini uzun bir dönem yaşadı!
MUAVİYE KİMDİR…
Emeviler, Araplardan Kurulu orduları vardı… Daha sonrasında ordu içinde paralı askerler kullanıldı. Bugün Müslüman Âlemi Emeviler ve Abbasiler döneminde Müslüman Devleti olarak geniş ülkeleri içine alan bir Din İmparatorluk dönemi yaşandı… Muaviye, hakem hilesiyle Hz. Ali’yi saf dışı etmesi ve başlayan huzursuz günleri yaşayan Ali’nin oğulları ve torunlarını Kerbela’da susuzluğa mahkûm etmesiyle devam etti. Emevilerin döneminde Aleviler üzerinde kurulan baskı ve zülüm unutulmamalıdır! AKP’de, sağlık sorunlarına rağmen başbakanlığını bırakmayan; Ecevit’in koalisyon ortaklıklarının halkta yarattığı bezginliği ve siyasi boşluğu ustaca kullandı… AKP, iktidarının ilk yıllarında Atatürk ile Cumhuriyet ve devrim yasaları ile yapacakları kavgayı ve Osmanlı’yı diriltme planlarını “Milli Görüş” gömleğini çıkardığını söyleyerek; seçmeni kandıran bir Erdoğan siyasi sahnede yerini aldı… TSK’n kanatını kıran ve komuta zincirini bozarak güçlü Türk ordusunu saf dışı bırakan zalim bir düşünceyi etkili kullandı… Uzun yıllar tarikatların, cemaatlerin TSK’n içine girerek, FÖTÖ’cü unsurları kullanan AKP, bu sayede ilk dinci iktidar olmanın yolunu buldu… Bakınız: Emeviler, camilerde Ali’ye ve ailesine küfür ile hakaret dolu sözlerin söylemesi serbestti! Bugün Türkiye’de Atatürk’e yapılan hakaretlerin ve küfürlerin devam etmesiyle, başlayan dini ve milli bayramlarda ve Cuma hutbelerinde isminin okunmamasına ne demeliyiz? Türkiye’de ki; Emevi Müslümanlığının yarattığı sorunların getireceği günler yakında ortaya çıkacak…
SALTANAT LARIN SARAY HAYATLARI…
Osmanlı’da saray yaşamını geçiren monarşi yönetimi Türkiye’nin saraylar içinde yaşamalarını faturası yeni Cumhuriyet’e kesildi… Saltanatın yaşaması için Bankerlerden alınan paralarla yaşayan bir Osmalı Devleti ve şimdi(!) Erdoğan’ın Beştepe’de Atatürk’ün Çiftliğine yaptırdığı Beştepe’deki Yerleşkesindeki şatafatlı yaşam arasında bir fark var mı? Muaviye Şam’daki Emevi Camisinde namaz kılacaklarını söyleyen Erdoğan değil mi? AKP ile Emevilerin yaşam şekli ne kadar benzerlik gösteriyor! Muaviye iktidarını kabilesinin gücüne dayandırıyordu… Ayrıca cahiliye Arapları babadan kalan kan bağı olanlar ’Asabe ’denirdi. AKP’de ‘Kutsal Dava’ etrafında örgütlenmesine ‘ asabiyet’ denilirdi… AKP kuruluş aşamasında oluşturduğu topluluğu sayesinde kadrolaşma olayını ‘asabiyet’ adı altında örgütlendi ve ilk seçimde iktidar olmasını başaran bir Muhafazakâr parti
AKP oldu…
Bu tabloyu AKP’nin üst aklıların nasıl ve ne şekilde okurlarsa, okusunlar; o koltuğa taşıyan bu halkın oradan da, indireceğini bilmelerini “BİR KERE DAHA” hatırlatalım!
GÜNÜN SÖZÜ: Allah’ın kullarına eziyet edenlerin mevkisi ne olursa olsun; kul hakkı ile huzuruma gelmeyin diyen, Rabbimin; tavsiyelerin unutanlara hiçbir zaman şefaat olmamalı!!!! (Mehmet AKTOPRAK)