:

:

:

BAYRAK, TÜRKİYE’NİN NAMUSU VE ŞEREFİDİR

17 Şubat 2020 Pazartesi 11:31
Mehmet AKTOPRAK

Şair Mithat Cemal Kuntay’ın “On Beş Yılı Karşılarken” şiirinden bir alıntı ile yazıma girmek istedim...

Şiirin devamı Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır. Al Bayrağı gönderden indirmek kimin hat tine?

 Hatırlatalım:

Cumhuriyet Devremi sonrası ilk bayrak Kanunu, 29 Mayıs 1936 günü çıkarıldı ve bayrağımızın şekli ve kullanılmasına ilişkin esaslar belirlendi. 2994 Sayılı Türk bayrağı Kanunu, 24 Eylül 1983 ve 14 Temmuz 1999 tarihinde yapılan düzenlemeler son şeklini aldı. Bayrak Kanunu’nun 7’nci maddesinde ‘yasaklar’ bölümünde “Türk Bayrağına sözle, yazı veya hareketle veya herhangi bir şekilde hakaret edilemez, saygısızlıkta bulunamaz. Bayrak yırtılamaz, yakılamaz, yere atılamaz, gerekli özen gösterilmeden kullanılamaz. Bu kanuna ve tüzüğe aykırı fiiler yetkililerce derhal önlenir ve gerekli soruşturma açılır.” Der. Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Türk Halkının gözü gibi baktığı ve ulusumuzun sembolü olan, bayrağına saygı ve sevgiyi gösterir...

Atatürk, 30 ağustos 1924 günü Dumlupınar Şehit Asker Abidesinin temel atma töreninde halka şöyle sesleniyor “Bu sahada akan Türk kanları, bu semada uçan şehit ruhları devlet ve Cumhuriyet’imizin ebedi muhafızlarıdır. Burada temelini attığımız ‘Şehit Asker’  abidesi, işte bu ruhları, o ruhlarla beraber gazi arkadaşlarını, fedakâr ve kahraman Türk Milletini temsil edecektir. Bu abide, Türk vatanına göz dikeceklere, Türk’ün 30 ağustos günündeki ateşin,, süngüsünü, hücumunu, kudret ve iradesindeki şiddeti hatırlatacaktır. Bu kadar matemler ve felaketler geçirdikten sonra elbette Türk öğrenmiştir ki, vatanı yeniden yapmak ve orada mesut ve hür yaşayabilmek için mutlaka hâkimiyetine sahip kılmak ve Cumhuriyet bayrağı altında bütün evlatlarını toplu dikkatli bulundurmak lazımdır.”  (ATABE, C 16, Kaynak Yayınları, 2005, s 287)

Atatürk, 24 Eylül 1924 günü Amasya’da halka şöyle sesleniyor”  Cumhuriyet Bayrağı altında birlik, azim ve gayret en esaslı düsturumuz olmalıdır.” (ATABE, C 17, Kaynak Yayınları, 2005, s 53)

Türk Bayrağı, Türk Devrimleriyle son şeklini aldı ve en önemlisi de, Türk halkı Çanakkale, Sakarya ve Afyon’da bayrağın temsil ettiği özgürlük ve bağımsızlık uğruna canını vererek, millet oldu... Kurtuluş Savaşı’nda Türk Milletinin en önemli sembolü “ Ay Yıldızlı” bayrak, Millete umut ve moral oldu. Düşmanın üzerine sel gibi hücum eden, Mehmetçiğin elindeki en önemli varlığı olan bayrağıydı... O günlerde bayrağı yere düşürmeyen ve uğrunda ölürlerdi... Şimdi ise, bayrağın gönderden yere indirilişi seyredildi(!)  İktidar bu acizliğini ve vurdumduymazlığını, komutanların üzerine atarak sıyrılmanın yolunu buldu... Her çukura düşüş de çukurdan çıkmanın yolu bulundu..

Şehit tabutunu örten ‘Ay Yıldız’lı bayrağımız askerlerin; şereflerin ve onurların kefeni... Halkın Milli Bayramlarda ve eylemde ellerde Ay Yıldızlı bayraklar coşku ile nazlı bir gelin gibi süzülür. 27 Mayıs 1960 ihtilalinde, 1968’de “ Tam Bağımsız Türkiye”, Tekel, Yatağan ve Soma’da işçinin hak arama eylemlerinde, 8 Nisan Haziran ayaklanması ve 18 Aralık 2013’de Silivri eylemlerinde ellerde bayraklar taşındı...

Türk Milleti, 19 Mayıs, 23 Nisan, 29 Ekim ve 10 Kasım’ı coşku ile kutlar... Bu bayramlar Türkiye Cumhuriyeti’nin omurgasını ve birtelikliğini oluşturur. Ay Yıldızlı Bayrak her zaman Türkiye’nin bağımsızlığını, Hürriyetini, Laikliğini, Atatürk İlke ve İnkılâplarını taşımaya devam edecektir.

 BAYRAĞIMIZIN TARİHSEL GELİŞİMİ... 

“ Türk Bayrağı ve Ay yıldız “  isimli çalışmasında Fevzi Kurtoğlu, Türk bayrağının gelişimini şöyle anlatıyor:  “Türk Milletinin ananelerine sadık kalmıştır. Güneş, ay ve yıldız sembollerini paralar üzerinde, hitabelerde, sancak ve bayraklar üzerinde görülüyor. Selçuklar zamanında olduğu gibi bu büyük devletin dağılması üzerine Suriye’de, Mısır’da ve Anadolu’da kurulmuş olan devletlerde bu semboller hep kullanıldı... Anadolu Türklerini bir çatı altına toplayan Osmanlı Devleti de hem dini, hem de milli ananelerimize uygun olarak ‘Surei Fetih ve Kelimei Şahadet”  işlemeli sancak ve bayraklarla birlikte hilali sancaklarda da kullanıldı... Gemilerin direklerine ve kalelerin burçlarına hilali havi sancaklar çekilirdi. Bu hilal alameti yabancıların gözüne çarptığı gibi de, Osmanlıların milli alameti olarak kullanıldı. Türkiye Cumhurbaşkanı’nın forsu üzerinde; Milli sancağın üzerinde olduğu gibi ay ve yıldız; üst tarafındaki köşede de yüzlerce asırlardan beri Türkiye Cumhurbaşkanını sembolü olan Güneş’in aydınlattığı görülür..( TTK Yayınları, 3. baskı  Ankara 1992, s 141-143)   Şair Arif Asya, 5 Ocak’ta Adana’nın kurtuluşunda “Bayrak” şiirinde dile getirir; “Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü,

  Kız kardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü,

  Işık ışık, dalga dalga bayrağım,

  Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım.” Diyor.

Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un yazdığı ve 1921’de TBMM kabul edilen, Türkiye Cumhuriyet’inin birliğini temsil eden “İstiklal Marşı” da bayrağımıza olan sevgi-saygı ile hürriyet, bağımsızlık ve özgürlüğün sembolü olmaya devam ediyor...

Bir kere daha hatırlayalım:

*Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;

* Sönmeden yurdumun üstünde tüten son ocak,

* O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;

* O benimdir, o benin milletimindir ancak,

* Çatma kurban olayım, çehrene ey nazlı hilal!

* Kahraman ırkıma bir gül; ne bu şiddet, bu celal?

* Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal...

*Hakkıdır, Hakk’a tapan, milletimin istiklal.

Türkler için bayrağın ne kadar önemli olduğunu bir kere daha gönüllerimizdeki, “Bayrak sevgisini” anlatmaya çalıştım..

GÜNÜN SÖZÜ: BAYRAKLARI BAYRAK YAPAN ÜZERİNDEKİ KANDIR… ŞEHİRLERİMİZİN KANLARI İLE BOYANMIŞTIR… (Mehmet AKTOPRAK)

Bu yazı toplam 4745 defa okunmuştur.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın diğer makaleleri
Yeni Doğuş Gazetesi ©1986 - Tüm Hakları Saklıdır, Kaynak Gösterilmeden İçerik kopyalanamaz.
Oluşturma süresi(ms): 1