Türkiye son 18 yılda iktidarda olan AKP’nin yarattığı keşmekeş sayesinde devletin her kademesinde oluşan akraba kadroları var! Erdoğan ve ekibinin yanlış politikalarının yarattığı keşmekeşliğin ortaya çıkardığı tabloyu iyi analiz edilmelidir! Bilhassa, KHK ile akademisyen haksız, hukuksuz bir şekilde ihraç edilen bu kadrolara yandaşların atanması için zemin yaratıldı. Dicle Üniversitesi’nde yapılan atamalar ‘Etik’ olmadığı belirtiliyor… Türkiye’de bu konuda Üniversitelerde etik olmayan atamaların yapıldığı bilinen bir gerçek! AKP’nin her yerde kadrolaşma siyaseti olarak hala devam ettiği ve edeceği söylentisi devam ediyor… Bu Üniversitelerde akademik kadrolara kendileri gibi düşünen kişilerin alındığı, liyakatin aranmadığı bu kişilere kadrolar açılıyor. Bilimsel açıdan Dünya Üniversiteler sıralamasında olmayan Türk Üniversitelerin bugünkü durumu açınacak durumda bulunuyor…
AKP’Lİ SİYASETÇİNİN ATAMA SAHNESİ…
AKP Merkez Karar ve Yönetim Kurulu eski üyesi ve aynı zamanda eski Dicle Üniversitesi, Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof Dr. Mehmet Emin Yılmaz2ın yarattığı ‘Etik’ olmayan bir olayın yaratıcısı olduğu belirtiliyor… Yılmaz, Tıp Fakültesi Ana Bilim Dalı’nda Zülfikar Yılmaz, Fatma Yılmaz ve damadı Emre Aydın’ın İç Hastalıkları Ana Bilim Dalında görevli oldukları belirlendi.
Diğer oğlu Kamil Yılmaz’ın Çocuk Sağlığı’nda gelini Süreyya Yılmaz Göğüs Hastalıkları Bölümünde, diğer gelini olan Deniz Yılmaz’ın Tıbbi Patoloji Ana Bilim Dalında görev yaptıkları ortaya çıktı… Bu gibi kadrolaşmalarda halkın tepkisi var mı? Yok! Ne hikmetse; AKP kartını elinde bulunduran kişilerin nasıl parlattıldığını her gün medyada görüyor ve takip ediyoruz… Türkiye’nin Üniversitelerin bilimsel araştırmaların yapılmadığı ve bilim adamı açısından açınacak bir şekildedir! Dicle Üniversitesi ‘nde aynı çatı altında oynanan bir sahnede yer alan bu aile boyu trajikomik oyunu ve bu siyasi görüntüyü onaylamak mümkün değil… Türkiye’de bu kadar çok üniversitenin açılması yararına mı oldu? Yoksa ihtiyaçtan mı? Birçok Üniversitelerin açılması ile başlayan kadrolaşma sayesinde AKP’nin amaçladığı kadrolaşmanın yanında hâkimiyeti sayesinde; iktidar nimetlerinden faydalanan yandaşlara peşkeş çekilmesidir! Başka ne olabilir?
TÜRKİYE’DE İKİNCİ DEPREM KADROLAŞMAK…
Bu günlerde deprem ile yatıyor ve kalkıyoruz! Türkiye konuşmaya başladı mı? Evet, her konuda halkın uyarmak için yapılan konuşmalara dikkatli olalım… İç ve dış politikada Türkiye’nin yetersiz kaldığı görülüyor… Suriye toprakları içindeki İdlib’teki ‘Gözlem Kulesi’ne yapılan saldırı tartışmaları sonunda Erdoğan’ın konuşmalarının bir süre sonra üzeri sünger ile süpürülüyor… FÖTÖ ayağı için yapılan tartışmaların sonucunda açıklama isteyenlere mahkeme yolu görüldü. Kanal İstanbul projesi Erdoğan’ı bu kadar neden ilgilendiriyor… İlginç olarak AKP vekilleriyle yapılan görüşmede açıkça dile getirdiği; Kanal İstanbul projesinin, kendi patendi olduğunu söyleyen Erdoğan’a sandıkta cevap verilebilir… Yapılan ankette yapılsın diyenler % 35,9 ve kapılmasın diyenlerin % 53,7 oldu… Ortadaki farkı görmeyen gözlerin ısrarlı yanlış tutumunun başımıza açacağı belayı anlamayan hırsına siyaset yapanlar silinmeye mahkûmdur! Kızılay’daki çirkin çöküntünün başındaki kişinin aldığı maaş yeterli mi? Bunun yanında oğluna maaş ve makam vermesine kim veya kimler destek veriyor… AKP sayesinde zenginleşen bu zatlar iktidar düştüğü zaman vereceği hesabı olmalıdır! Bu akan musluklar kapatıldığında emekli ve çalışanlar daha ekonomik şartlara sahip olabilir! Ne yazık ki; bu parazitlerin AKP’li olması hem siyasete hem de AKP’ye zarar veriyor… Doymayan! Doyumsuz olanlara söylenecek birçok sözleri olanlara sabır dilerim…
Ne kadar zengin bir ülke olduğumuzu bilmeyenlere duyurulur(!) Muslukların başında damatın bulunması boşuna değil! Berat Albayrak, ikinci adam olabilir mi? Olmaması için ne gibi bir engel var mı? 2019’da Yavuz Sultan Selim köprüsü ve Kuzey Çevre Otoyolu için ICA’ ya 3 milyar TL ödendi…
GÜNÜN SÖZÜ: KİMİ KARNINDAN KİMİ BURNUNDA KONUŞUNCA(!) ANLAŞILMIYOR? (Mehmet AKTOPRAK)