Ülkemizde 2010 yılı verilerine göre 62963 iş kazası olmuş, 533 meslek hastalığı tesbit edilmiştir.
Meydana gelen iş kazalarının 1454 ü ölüm ile sonuçlanmıştır.
Rakamların yüksekliği bizi Avrupa'da birinci, Dünya'da ise üçüncü sıraya oturtmaktadır.
Gerek 4857 sayılı iş kanunu gerekse 5510 sayılı Sosyal Güvenlik ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun konu ile ilgili işverenler ve işçilere yükümlülükler getirmiş olmasına rağmen iş kazalarını önlemede yeterli olmadığı istatistiki sonuçlardan anlaşılmaktadır.
İş kazalarının � inin, meslek hastalıklarının ise 0 ünün önlenebileceği Uluslararası Çalışma Örgütünce belirtilmektedir.
20 Haziran 2012 tarihinde kabul edilen 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği kanunu ile, iş kazası ve meslek hastalıklarının önlenebilmesi için yeni düzenlemeler getirilmiştir. Kanunla getirilen uygulamaların hayata geçmesi gerekli alt yapının hazırlanmasını takiben kademeli olarak iki yılı bulacaktır. Bilinmelidirki kanunlar ne kadar mükemmel olursa olsun denetim ve yönetim yeterli olmaz ise amaçlana başarıya ulaşmak tabii ki mümkün olmaz.
2012 verilerine göre: Sigortalı işçi çalıştıran işyeri sayısı 1439000 ve bu iş yerlerinde çalışan işçi sayısı ise 11 milyon 300 bin civarında, Sosyal Güvenlik Kurumunun 530 iş müfettişi ile yeterli denetim yapması mümkün değildir.
İş kazalarının önlenmesinde en büyük sorumluluk işverenlere düşmektedir.Özellikle iş kazalarının en fazla yaşandığı, kömür madenciliği,metal ve inşaat işyerlerinin işverenleri, gerekli tedbirleri alma konusunda yasanın kendilerine yüklediği görevleri harfi, harfine yerine getirmekle mükelleftirler.
Çalışırken kaza geçirenler, iş kazası ve meslek hastalığı yada acil durum kapsamında sağlık hizmetinden hiç bir bedel ödemeden yararlanırlar. Kişilerin sigortalı olmaması yada prim borcunun bulunması sağlık hizmetinden yararlanmaya engel teşkil etmez.
Kazasız belasız günler dileğiyle...