1990 yıllarda Sovyetler birliğinin dağılması ile birlikte, az gelişmiş ülkelerde yaşanan ekonomik krizler sonrası fon oluşturma ve devletlerin sosyal güvenlik sisteminden çekilerek, bu alanı özelleştirme düşünceleri sonucu bireysel emeklilik sistemleri devreye sokulmuştur.
Dünyada özellikle Latin Amerika ülkelerinden Meksika. Uruguay. Arjantin Avrupada ise Macaristan, Polonya gibi ülkelerde önce katılım kişilerin isteğine bırakılmış daha sonra ise zorunlu hale getirilmiştir.
Bireysel emeklilik sistemi bir sigorta sistemi değildir. Sigorta sisteminde bir ve ya birkaç riskin teminat altına alınma mantığı mevcuttur. .Bireysel emeklilikte ise oluşacak fonlar o fonları yönetecek şirketler tarafından değişik yatırım araçları kullanarak değerlendirilir.
2003 yılında ülkemizde uygulanmaya başlayan ve gönüllü katılım esası uygulanan BES sistemden çıkmak isteyenlerin 10 yıllık süre ve 56 yaşı doldurması gerekmektedir.
Ülkemizde çalışan 18 milyon kişinin 4 milyonu şu an sisteme gönüllü olarak girmiş kalan 14 milyon çalışanın 45 yaş altındaki 12 milyonu için sisteme girme zorunluluğu getirilmesi halinde 6 ay boyunca 7 milyar 200 milyon TL. bireysel emeklilik fonlarına girmiş olacaktır.
Ancak, daha önce zorunlu olarak ilkokul öğretmenlerinden “İLKSAN” adı ile kesilen adı altında kesilen paraların iadesinde sorunlar yaşandığı bilinmektedir.
Aynı şekilde konut edindirme yardımı adı altında işverenlerden kesilen paraların daha sonra iade edilmesinde ve hesapların tasfiyesinde uzun zaman sorunlar yaşandığı da bilinmektedir.
Geçmişte yaşanan tüm bu olumsuzluklar ve her ne kadar otomatik katılım dense de zorunluluk halinin olması, zaten geçim sıkıntısı içerisinde yaşayan çalışanlar tarafından hoş karşılanmayabilir.
Bunun yerine kayıt dışı ile mücadele ederek devletin gelirlerini artırması daha iyi seçenek olabilir.