:

:

:

ÇIPLAK AYAK

5 Nisan 2017 Çarşamba 10:30
Uzm. Dr. Sevilay Eriş

Kim huşu duymaz hazetmez ki, yağmur ufacık çiseleniverince ya da saksıdaki bir çiçeğe bir miktar su verince ortalığa salınıveren o başdöndürücü kokudan...

Tüm rayihasını, içindekilerin hepsini  bırakıverir de 'Ey insancıklar, benden geldiniz, benden beslenirsiniz, bana dönersiniz de, beni niye bunca ihmal edersiniz, varlığımdan niçin bu kadar habersizsiniz, niye böylesi riyakarsınız?' demek ister gibi...

Yağmurun sevgilisi, tevazu sahibi, binlerce yıldır uğruna canlar feda edilen bu oluşum, belki de Turgut Uyar'ın dediği gibi, sevdiklerimizi aldığı için böyle güzel kokuyordur...

Tamam hadi, pozitif bilimi de bilimcileri de kızdırmayalım, küstürmeyelim. Su değince toprağın güzel kokmasının nedeni, içinde yaşayan bir grup bakteridir ki toprak, tipine göre değişmekle birlikte, gramında yüzbinlerce bakteri barındırır. Su ile bu bakterilerin teması sonucu oluşan kimyasal tepkimeyle bu esans ortaya çıkar ve gider nöronlarımızı uyarır.

Amma velakin, kokusu herkese ulaşır da,  sesi de düşünceleri de anca farkedene, anlayabilene, idrak edebilene ulaşır...

Yine de hiç küsmez, kırılmaz...Yıllarca görüşülmeyen bir eski dostla  buluştuğunda, nasıl sohbet ve münasebet bıraktığın yerden devam eder, araya mesafeler yaşanmışlıklar girmişse de, hiç olmamış gibi hissedersin ya hani...Hah, toprak da işte aynı onun gibi ...Kadim bir dost gibidir, olanı da görmezden gelir...Fedakar bir anne gibi olduğundan mıdır kendisine ' ana' denir yoksa doğurgan ve üretkenliğinden mi?

'Toprak ana' olarak, insanoğlunun rant peşinde koşarak, kendini betonlaştırmasını bile affeder, çekirdekten meyve, meyveden çekirdek vermeye devam eder...Türlü türlü renkte, kokuda, karakterde, lezzette bitkiyi doğurur da doğurur...

Yine de incinmez de boş verir sanki, bir ekersin o beş verir, on verir....

Ne nankör bu insanevladı demez hiç de,  sır saklayan dost gibi, çörünü çöpünü, tüm pisliğini de barındırır ve arındırır onların...

Mamafih ne gariptir ki, toprakla temasını sadece ruhsal olarak değil, ayakkabı giyen tek canlı olaraktan da kesmiştir insanlar...

Ne yani, çıplak ayakla mı gezeceğiz??? Evet atalarımız da giyiyordu ayakkabı  ancak şimdiki gibi sentetik tabanlı değil de, her yanı deriden yapılmış doğal malzeme giyiyorlardı ki, toprak ile olan elektron transferi yani adeta toprak teması devam ediyordu...

Yani çıplak ayak gezer gibi , bedenlerindeki bütün organ, doku ve hücrelerin elektrik potansiyelini ve ortamını dengeliyorlardı...

Çok şükür ki, bu sessiz, dilsiz, uyumlu dostun bağrı da bir o kadar açıktı...Artık unutkanlığından mıdır, yoksa bunca cömert olmasından mıdır, insancıklar betonlar döküp kendinin üzerini kapatıp, yüksek yüksek binaları kondururken de , hanımefendiliğinden, asaletinden ödün vermez de, ektiğini vermeye devam eder...

Vakur bir bilge gibi bilir ki, gömülsen de yakılsan da, öyle ya da böyle kendi koynuna alacaktır seni...

Kuantumun 'denge' yasası durmaz hiç, hayatın her alanında olduğu gibi burada da işlemeye devam eder. Dünyadayken o bizi beslerken, göçünce buradan, biz onu besleriz artık...

Sözün özü dostlarım, modern hayat insanı topraktan ayırmıştır. Tüm binaların, paratonerlerin elektrik sistemlerinin mutlak surette toprağa temas ettirilmesi gerektiğini keşfeden insan beyni, toprağa kendi ayacıkları ile basıvermeyi ihmal etmiştir...

Çıkarıverin ayakkabıları, çorapları, şöyle basıverin toprağa, çayıra, çimene, hiç olmadı elleyiverin de vücuttaki serbest radikalleri alıversin ucuz ve kolay yoldan...Bu esnada serbest elektronlar da vücuda girer, emilir ve bedendeki serbest radikalleri nötrleştirerek etkisiz hale getirir ki, hastalıkların önlenmesinde, antioksidan görevi görür. Vücudun sempatik ve parasempatik  sinir sisteminde denge sağlar..

Yeryüzü ve toprak çok şükür ki,  sonsuz ve mütemadiyen yenilenen bir elektron kaynağıdır.

Cep telefonları, wi-fi, tv, bilgisayar ekranları derken, bedenin adeta altüst olmuş elektriki aktivitesini, bir miktar da olsa düzenleme için topraklanmak, insanın kendini iyi hissetmesini, stresini azaltmasını sağlar hiç olmazsa ucuz ve basit yoldan...

Kadir kıymetini bilmesen de, minnetsiz de olsan ona karşı, yine de yapar bunu toprak...Kendine 'Ana' denmesinin nedenini kanıtlarcasına...

'Benim sadık yarim kara topraktır' diyen Aşık Veysel'i rahmetle anıyorum...Ne diyelim, toprağı bol olsun... 

Bu yazı toplam 3203 defa okunmuştur.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın diğer makaleleri
  • SERSERİ İLE KİBİRLİ8 Ekim 2018 Pazartesi 09:05
  • BENLİK18 Eylül 2018 Salı 09:56
  • UFAK TEFEK ŞİFACILAR:SÜLÜK İLE TEDAVİ 11 Nisan 2018 Çarşamba 09:33
  • ZAMANIN EFENDİSİ OLMAK16 Mart 2018 Cuma 10:43
  • ASALET KAVRAMI ÜZERİNE25 Ocak 2018 Perşembe 10:54
  • ŞU MUTLULUK DENEN ŞEY NE OLA Kİ? 27 Aralık 2017 Çarşamba 10:07
  • ZEYTİNE DAİR BİRÇOK ŞEY…29 Kasım 2017 Çarşamba 10:03
  • HEKİMLER ÖLÜYOR TIPKI HEKİMLİK GİBİ…8 Kasım 2017 Çarşamba 10:42
  • PRP (KENDİ KANI İLE TEDAVİ) NEDİR?13 Ekim 2017 Cuma 11:00
  • AĞLAMAK GÜZELDİR20 Eylül 2017 Çarşamba 10:44
  • ‘BİR KABLOSUZ AĞA BAĞLANMAK’ - ELEKTROMANYETİK KİRLİLİK –25 Ağustos 2017 Cuma 10:02
  • AH BU EKRANLARIN GÖZÜ KÖR OLSUN! 4 Ağustos 2017 Cuma 10:04
  • SÜRMENAJ DA NEDİR?19 Temmuz 2017 Çarşamba 10:27
  • HAYAT DERSİ 5 Temmuz 2017 Çarşamba 10:45
  • NAZENDE SEVGİLİ: OMEGA-3 21 Haziran 2017 Çarşamba 10:26
  • ESKİDEN BİZİM ORALARDA HEP YAPARLARDI: HACAMAT7 Haziran 2017 Çarşamba 10:27
  • SONRADAN GÖRME31 Mayıs 2017 Çarşamba 10:40
  • ANNELİK NEDİR? NE DEĞİLDİR? 17 Mayıs 2017 Çarşamba 11:13
  • AZİM Mİ? HIRS MI? 10 Mayıs 2017 Çarşamba 09:52
  • NEFESİM NEFESİNE3 Mayıs 2017 Çarşamba 10:05
  • Yeni Doğuş Gazetesi ©1986 - Tüm Hakları Saklıdır, Kaynak Gösterilmeden İçerik kopyalanamaz.
    Oluşturma süresi(ms): 2