Kişinin kendi kanı kullanılarak uygulanan bir tedavi usulüdür PRP…Bilge bedenin, her bir oluşumu gibi, kanı da, kanın hücreleri de, hücrelerin içeriğindekiler de mucizeler içermekte…
Bu yöntem , ilk olarak 15 yıl önce diş cerrahları tarafından geliştirilmiştir. Yaşlı hastalara titanyum implant yerleştirileceği zaman, diş etleri zayıfladığı için,implantın kısa sürede düşmesini önlemek amacıyla üretilmiştir. Öyle bir madde olmalıydı ki, hem dokuyu güçlendirmeli, hem de vücut tarafından kolaylıkla kabul görmeliydi.
Kan, alyuvar, akyuvar, kan pulcuğu (platelet veya trombosit) ve plazmadan oluşur.
Platelet Rich Plasma, kan pulcuğundan zengin plazma anlamına gelir. Platelet(trombosit,kan pulcuğu), kanın pıhtılaşmasını sağlayan hücre demektir.
Bu hücreler aynı zamanda, bir doku hasarlandığı zaman, iyileşmeyi sağlayan büyüme faktörlerini de salgılarlar. İşte bu akıllı hücreler, barındırdıkları bu büyüme faktörleri sayesinde, hasar görmüş bir dokuyu onarma yetisine sahiptirler.
En nihayetinde, kan pulcuklarının hem onarım hem de iyileşme sürecinde böyle etkin rol oynamasından ötürü, PRP günümüzde sıkça kullanılmaya başlanmıştır.
Kişiden alınan kan çeşitli işlemlerden geçirilerek, kan pulcukları bir araya toplanır. Normalde kanın bir mililitresinde 150 bin-400 bin platelet bulunurken, PRP de bu sayı bir milyonun üzerine çıkar.
Yumuşak doku hasarlandığı vakit, ilk olarak plateletleri yardıma çağırır. Hem büyüme hem de iyileştirme faktörleriyle dolu plateletler, tamirde görevli diğer elemanları yani arkadaşlarını da o bölgeye çektiği gibi, yeni damar oluşumuna da katkıda bulunur ki, hasarlı bölgenin kanlanması artsın, daha iyi beslensin ve zararlı atıkları da daha iyi ve kolay uzaklaştırsın diye…
İlginçtir ki, hazırlanan bu serumun içeriği zengin olduğu kadar niteliklidir de...Hali vakti yerinde bir bireyin aynı zamanda kültürel ve zihinsel olarak da zengin olması gibi…
Hastadan damar yolu ile alınan kan, bu iş için özel olarak hazırlanmış pıhtılaşma önleyici madde ihtiva eden tüplere konulur ve özel santrifüj işleminden geçirilir. Bu işlem yaklaşık 15 dakika sürer. Santrifüj işleminden sonra kanın trombosit dışındaki hücreleri tüpün dibine çöker. Üzerinde trombositten zengin sarı renkli bir plazma sıvısı kalır. Bu üstte kalan sıvının dip kısmında trombositlerin daha da yoğun olduğu yaklaşık 2 m lik bir bölüm vardır. İşte kutsal kokteyl tam da burası. PRP artık hazırdır ve bu aşamadan sonra bekletilmeden uygun teknikle istenilen hedef bölgeye uygulanır.
Uygulanacak bölgeler ise, kişinin hastalığına göre değişir. Bedendeki hemen hemen tüm eklemlere uygulanabilir. En sık başvuru nedeni ve kullanım alanı, diz kireçlenmeleri ve omuz yırtıklarıdır.
Etkili olduğu hastalıklar şunlardır:
-Kireçlenmeler: Diz, omuz, kalça, boyun ve bel
-Omuz ağrıları: Omuz tendinit ve yırtıkları
-Topuk dikeni, plantar fasiit
-Ön çapraz bağ yaralanmaları ve menisküs yırtığı
-Boyun ve bel ağrıları
-Tenisçi ve golfçu dirseği
-Ayak bileği burkulmaları ve travmaları
-Tendinitler
-Bağ zorlanmaları
-Yumuşak doku romatizması (Fibromiyalji)
PRP ile cilt yenileme, estetik amaçlı uygulamalarda yüz, boyun, dekolte, eller, bacak içleri, kollar gibi vücut bölgelerine kırışıklıkları düzeltme, esneklik ve parlaklık kazandırma amaçlı kullanılırken, saç dökülmesinde kendi başına veya diğer tedavilere yardımcı olarak kullanılır.
PRP tedavisinin mekanizması öyle kuru kuruya ağrıyı bloke ederek değil de, dokuyu iyileştirerek ağrıyı geçirmektir. Bu yüzden yüzgüldürücü sonuçları görmek zaman alabilir. İyileşmeye ait ilk belirtiler birkaç hafta içinde görülse de, iyileşme gün be gün artarak devam eder.
PRP’nin yan etkisi ise yok denebilir. Sterilite ve hijyen kurallarına uyulduğu, uygulama teknikleri efektif uygulandığı sürece enfeksiyon riski, hastanın da zaten kendi kanı kullanıldığı için alerjik reaksiyon ihtimali çok çok düşüktür.
Sağlık kuruluşu dışı veya merdiven altı, ehil olmayan eller tarafından yapılan uygulamalar içinse muhtemel komplikasyonlar için hasta tüm sorumluluğu kendi üzerine almalıdır. Ne demek istediğimi anladınız.
Sevgiyle kalınız…