:

:

:

ŞU MUTLULUK DENEN ŞEY NE OLA Kİ?

27 Aralık 2017 Çarşamba 10:07
Uzm. Dr. Sevilay Eriş

Tarihler boyunca felsefenin yanıt aradığı kadim sorudur bu…

Nazım Hikmet, eşine ithafen yazdığı ‘Saman Sarısı’ adlı şiirinde Abidin Dino’ya sorar: Sen, mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin? Şüphesiz bu iki sıkı dostun her ikisi de mutluluğun resminin tuvallere sığmayacağını biliyorlardı. Ondandır ki Abidin Dino, Nazım’a yazdığı ‘Mutluluğun Resmi’ şiirinin son mısrasında ‘Buna ne tuval yeterdi, ne de boya’ diye yanıtlar onu…

Ağrılı veya ağrısız, baktığım hemen her hastama sorduğum bir soru var: Sence sen stresli misin?

Mutlu musun diye sormam. Utanır çekinirler. Bu sorunun yanıtı kaçak oluyor nitekim… Stresliyim demek kolay, mutlu değilim diyebilmek zor gelir. Çünkü bir insan öyle kolay kolay mutsuzum diyemez.

Her neyse, bu soruyu sorduğum her 100 kişiden yaklaşık sadece üçü stresli olmadığını yani diğer 97'si stresli olduğunu söyler.

Tam tamına karşıt durumlar olmasalar da, stres ve mutluluk bir arada barınamazlar aslen..Şimdi bu yönünden bakınca toplumun hatırı sayılır bir oranının mutsuz olduğunu düşününce içler acısı bir durum çıkıyor ortaya…

Ve huzur…Mutluluğun diğer vechesidir…

Daha uzun görüşme yaptığım hastalarımdan ise streslerinin nedeninin hep dış faktörlere bağlı olduğunu duyarım. Kiminin geliri yetersizdir, kiminin kocası anlayışsızdır, kiminin çocuğu ders çalışmıyordur, kiminin yakınlarının hastalıkları vardır, kiminin acı kayıpları vardır vs.

 Her ne olursa olsun mutluluk aslen insanın tam içinde, öpözündedir…Ve bir kez o tohum içinize ekilip yeşillenip boy vermişse, artık aurayı sarıp sarmalar, ufak tefek veya büyük,  başka durum ve insanlar tarafından yönlendirilen stres oklarına karşı bir demirden bir kalkan gibi korur sizi…

Mutlu insanlar, yaşamlarının her boyutuna özen gösterirler; Bedensel, zihinsel, ruhsal, duygusal, sosyal, aile, iş yaşamı.

Yaşamın sadece bir boyutunu yücelterek yaşamak bir süre için mutlulukumsuluk hissi verebilir. Ne var ki bu evrensel yasaya terstir. Tamamen bedenin iyiliğine odaklanmak da, tamamen iş yaşamına ya da aile yaşamına fokuslanmak da, bütünüyle ruhsal iyilik haline yönelmek de patolojiktir.

Elbette ki bunların her birini özenli ve tutkulu kılmak apayrı bir meziyettir ama tabi ki dengeli olduğu sürece.

Zihinsel rahatlığınız kadar sosyal yaşamınız da önemlidir. Ruhsal olgunluğunuz kadar, iş yaşamı olgunluğunuz ya da aile yaşamınız kadar duygusal yaşamınız da…Yap-boz parçaları gibi düşünülebilir. Her parça yerli yerinde olduğunda resim net ortaya çıkar.

Bunların her biri kendi içerisinde bütünleştirilmelidir.

Dengeli, huzurlu ya da mutlu bir yaşam arzulanıyorsa, belki de sadece bitkileri ve hayvanları gözlemlemek yeterli olabilir çünkü doğa, dengenin tam olarak vuku bulduğu yerdir. O çok akıllı insancıklara adeta rehber olurcasına…

Örneğin çiçek açan bir bitki mevsimler boyu çiçek açmaz. Çiçeğini açar, dinlenir,  yeniden çiçek açmak için gerekenleri toparlar. Meyve veren ağaç, mevsiminde meyvesini verir. Dört mevsim meyve vereceğim diye didinip durmaz. Ya da bir kedi veya köpek, kendini koruyacak veya avlanacaksa, işini yapar ve sonra esneyip uzanıverir öylece…Bir işkolik olma durumu yoktur yani bu canlılarda…

İş bağımlısı olup koşturmak da bir seçim, nerede akşam orada sabah yalnızlıktan kaçmak da bir seçim, durmak bilmeksizin egzersiz spor yapmak da bir başka seçim.

Mutluluk için yaşamın her alanında esnek olmak şarttır. Bedenine ayırdığın vakit kadar, iş yaşamın, sosyal yaşamına ayırdığın vakit kadar aile yaşamın, duygusal yaşamın kadar ruhsal yaşamın da vakit ister…

Mutlu insanlar, işler yolunda gitmediğinde üzülüp kızıp strese girip  yok olmazlar. Soruna çözüm arayıp bulurlar.

Mutlu insanlar, öncelikle kendilerine, sorunlarını çözecek güce sahip olduklarına inanırlar… Ve inanç, emin olun herşeydir…‘Hiçbir şey iyi ya da kötü değildir ama düşünce, onu iyi ya da kötü yapar.’ der Shakespeare…

Sahip olmak istediklerinin peşinde koşarken dur düşün ve hatırla bakalım sana mutluluk getirecek mi?

Mutlu olmayı seçtiğin sürece mutlu olursun. Mutluluğu seçersen de seni kimse durduramaz. Hiç kimse mutluluğu alıp senin kucağına koymaz, koynundakini de alamaz.

Mutluluk insanın içindedir ve onu fark edip arındırıp yüzeye çıkarmak beslemek olgunlaştırmak büyütmek de senin elindedir… Her insan eşit yaratılmış haliyle bu güce sahiptir.

‘Size kendinizden başka hiçbir şey, mutluluk getirmez’ diyor Dale Carnegie. Şimdi dönün sorun bakalım kendinize;

-İyi bir eş oldum mu?

-İyi bir evlat oldum mu?

-Annelik-babalık sorumluluklarımı iyi bir şekilde yerine getirdim mi? Sevgimi yavruma verebildim mi?

-İşimi en iyi ve kusursuz şekilde ifşa ettim mi?

-Bedenime hakettiği saygıyı gösterip, sağlıklı gıdaları verip egzersiz yaptım mı?

-Ruhumun ihtiyaç duyduklarını ona sunup, içime dönebildim mi?

-Kişisel gelişimim için, kendim için neler yaptım? Bir eğitime katıldım mı, hiç olmazsa kitap okudum mu?

-Duygularımı farkedip, onların sesini duyup yönlendirip dönüştürdüm mü?

-Zihnimi arındırdım mı? Niyetim iyi mi?

-Sosyal sorumluluk projelerine katıldım mı?

-Bir başka yaşama, hiçbir karşılık beklemeden, maddi ve/ya manevi olarak dokundum mu?

-Kimsenin canını yakmamaya, incitmemeye, yüreğini acıtmamaya itina ve ihtimam gösterdim mi?

-Kaliteli bir dost, bir arkadaş oldum mu?

-Tüm saf niyetiyle 'İyi ki varsın' diyen birileri var mı hayatımda?

-Yaşamımda 'Sevgi'yi iliklerime kadar hissettim, doyumsadım mı?

-Yarın bu dünyadan göçüp gitsem, arkamda, başka yüreklerde ve zihinlerde tertemiz ve berrak izler bıraktım mı?

-Kendimi gerçekleştirme yolağına girdim mi?

-Tekamül yolculuğumda emin ve kararlı adımlarla ilerliyor muyum? Kamil insan olmam için gerekenleri yaptım mı?

-Hayatın anlamını, yaşamın sırrını merak edip arıyor muyum?

-Bireysel dönüşüm sürecime girdim mi?

-Bu şahane sistemin büyüsünün farkında mıyım?

-İçsel yolculuğum açılımlanarak ilerliyor mu?

-Bilgimi, eylemle buluşturmaya çalışıyor muyum?

-Dogmaların, mitlerin ve onların yıkılabilirliğinin artık bilincinde miyim?

-Kula kulluk etmekten uyandım mı?

-Eleştirinin büyüttüğünü öğrendim mi?

-Hayat, hayat derslerimi almadığımda ve kulağımdan çektiğinde yine de  minnet duyabiliyor muyum?

-Kendime yakışanı yapıp, statümü taşımayı başardım mı?

-Herhangi birinin hakkına tecavüz etmekten, dedikodu yapmaktan, kuyu kazmaktan, sırttan bıçaklamaktan, hainlik ve alçaklık  yapmaktan, hıyanetten, kibir ve meymenetsizlikten uzak durdum mu?

-Yaşamın sunduklarına şükretmeyi öğrendim mi?

Tüm bunlara 'evet'se, o zaman sen mutlusun arkadaşım...Ne mutlu sana!

Çoğu 'hayır' ise, bu nadide hayat boşa geçiyor farket ve üzerine düşenleri yap o vakit. Liste yukarıda. ‘İnsanlar, akıllarına koydukları kadar mutlu olurlar’ diyor ya Jackson Brown, bunu da unutma…

Ben şahsım adına 'mutluyum’dostlarım ve bunun için de şükran ve minnet doluyum…

Bu arada, mutluluğu yakaladığınız, doyasıya hissettiğiniz bir 2018 olmasını dilerim…

Sevgiyle kalınız…

Bu yazı toplam 10775 defa okunmuştur.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın diğer makaleleri
  • SERSERİ İLE KİBİRLİ8 Ekim 2018 Pazartesi 09:05
  • BENLİK18 Eylül 2018 Salı 09:56
  • UFAK TEFEK ŞİFACILAR:SÜLÜK İLE TEDAVİ 11 Nisan 2018 Çarşamba 09:33
  • ZAMANIN EFENDİSİ OLMAK16 Mart 2018 Cuma 10:43
  • ASALET KAVRAMI ÜZERİNE25 Ocak 2018 Perşembe 10:54
  • ŞU MUTLULUK DENEN ŞEY NE OLA Kİ? 27 Aralık 2017 Çarşamba 10:07
  • ZEYTİNE DAİR BİRÇOK ŞEY…29 Kasım 2017 Çarşamba 10:03
  • HEKİMLER ÖLÜYOR TIPKI HEKİMLİK GİBİ…8 Kasım 2017 Çarşamba 10:42
  • PRP (KENDİ KANI İLE TEDAVİ) NEDİR?13 Ekim 2017 Cuma 11:00
  • AĞLAMAK GÜZELDİR20 Eylül 2017 Çarşamba 10:44
  • ‘BİR KABLOSUZ AĞA BAĞLANMAK’ - ELEKTROMANYETİK KİRLİLİK –25 Ağustos 2017 Cuma 10:02
  • AH BU EKRANLARIN GÖZÜ KÖR OLSUN! 4 Ağustos 2017 Cuma 10:04
  • SÜRMENAJ DA NEDİR?19 Temmuz 2017 Çarşamba 10:27
  • HAYAT DERSİ 5 Temmuz 2017 Çarşamba 10:45
  • NAZENDE SEVGİLİ: OMEGA-3 21 Haziran 2017 Çarşamba 10:26
  • ESKİDEN BİZİM ORALARDA HEP YAPARLARDI: HACAMAT7 Haziran 2017 Çarşamba 10:27
  • SONRADAN GÖRME31 Mayıs 2017 Çarşamba 10:40
  • ANNELİK NEDİR? NE DEĞİLDİR? 17 Mayıs 2017 Çarşamba 11:13
  • AZİM Mİ? HIRS MI? 10 Mayıs 2017 Çarşamba 09:52
  • NEFESİM NEFESİNE3 Mayıs 2017 Çarşamba 10:05
  • Yeni Doğuş Gazetesi ©1986 - Tüm Hakları Saklıdır, Kaynak Gösterilmeden İçerik kopyalanamaz.
    Oluşturma süresi(ms): 1