:

:

:

NEFESİM NEFESİNE

3 Mayıs 2017 Çarşamba 10:05
Uzm. Dr. Sevilay Eriş

Kadim zamanlardan günümüze dek birçok spiritüel (ruhsal) ve mistik gelenekte, tasavvufta, şamanizmde, meditasyon ve yogada, hipnoz uygulamasında, nefes teknikleri ile bilinç açılımları oluşturulmaya çalışılması sizce de mucizevi  değil mi?

'Nesine yar nesine/Ölürüm ben sesine/Bir daha vursa idi/Nefesim nefesine' diye sıralarken sözcükleri Karacaoğlan, nefesin özündeki  kutsallığı biliyordu, hissediyordu şüphesiz...

Binlerce yıl önce de insanın ilk yaradılmış halinde akciğeri, solunum yolları , burnu, genzi  vardı. Ucuz, basit ve kolay yoldan, nefes neden insanın ruhsal, bedensel ve zihinsel  sağlığını desteklemek ve geliştirmek için kullanılmasın ki…

İlk nefesi alma ile başlayan hayat yolculuğu, son nefesi  verince  sonlanıyor... Ve nefes almadan da asla yaşıyamıyoruz evet de, günde yaklaşık 20bin kez tekrarlanan bir bedensel aktivite olan ‘nefes alma’ yı gerçekten önemsiyor ve gereken ehemmiyeti, özeni ona gösteriyor muyuz?

İlla ki alet, edevat, ekipman mı olmalı?...İlla kompleks ve karışık mı olmalı hem terapi hem de egzersiz yöntemleri??...Bu materyalist dünya düzeninde bunun olabilirliğine inanmak bile güç geliyor değil mi?

Belki de insana şifa veren tüm mekanizmalar, sistemler, organlar  insanoğluna, yaradılışında, doğalında verilmiştir ne dersiniz?

Nefes, hem istemli hem istemsiz olarak gerçekleştirilen bir vücut fonksiyonu olarak adeta insanoğluna verilmiş bir hediye niteliğindendir aslen…İnanmak isteseniz de istemesiniz de durum böyle dostlarım...Bu ikili kontrol mekanizması adeta mucize gibi aslen...

Sindirim, dolaşım gibi diğer vücut fonksiyonları ile kıyaslandığında, bunlarının hepsinin istemimiz dışında ve bilinçsizce gerçekleştiğini ve bizim herhangi bir şekilde söz sahibi olmadığımızı görürüz.

Nefesin haricinde, hem kontrolümüz dışında an be an çalışan, hem de istediğimizde kontrollü olarak değiştirebildiğimiz bir başka vücut fonksiyonu yoktur. Bunun bir hikmeti, bir amacı olmalı değil mi?

Nefesi istediğimiz zaman derinleştirip, istediğimizde sığlaştırıp, istediğimizde hızlı istediğimizde yavaş, istediğimizde karına, istediğimizde göğse doğru alabiliriz. Şüphesiz, üzerinde bunca kontrol sahibi olduğumuz bu fonksiyon, insana 'kullanması' için verilmiştir...

Siz de arzu etmez misiniz yaşamınız, yaşamla dolsun...İstemez misiniz geçmişin travmaları iyileşsin...Akıl ve beden uyumunuz olsun...

Olan biten karşısında sakin kalmayı, olur ya tepenizin tasını birisi attırdığında-ki düzenli nefes egzersizleriyle bu güçtür- şöyle sakin ve vakar bir şekilde süreci izlemeyi...İstemez misiniz stres, öfke, gerginlik, huzursuzluk gibi duygularınızı dönüştürebilmeyi, yaşamınızın  huzur  ve sevinç ile dolmasını...

Karşınızdaki biri abuk subuk sözler sarfettiğinde, istemez misiniz siz onu sakin ve ağırbaşlı dinleyebilmeyi, eğer varsa o cümlenin içinde almanız gerekeni alıp, kalanını kendisine huşu içinde iade edebilmeyi...

Evet,  herşey toz pembe ve bir hayal gibi dediğinizi duyar gibiyim...Ancak ben burada vıcık vıcık bir sevgi edebiyatı yapmıyorum... Kuşlar ne güzel, kelebekler ne güzel  gibi de, sanki herşey süt liman gibi, hayatın gerçeklerinden kopuk bir  yaşamdan da bahsetmiyorum...

Emin olun Türkiye ve dünya sorunlarından ben de haberdarım...

Ben size tüm acılarıyla, tüm gerçekleri, tüm huzursuzluklarıyla yaşamı 'yaşam gibi'  yaşayabilmenin, anlamlandırabilmenin, bazı acı gerçekleri değiştiremesek de, bu duygu ve enerjinin, lehimize dönüştürülebilir olduğunu anlatmaya çalışıyorum...Evet, ezberbozdurmanın da güç olduğunun farkındayım...

Kanuni Sultan Süleyman da ta 15.yy'da  'Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi' derken tüm bunların farkındaydı evet...

'İki nefes alıp vereceğiz ve herşey düzelecek mi yani hocam ' derler  bazıları cahilce.. 'Hayır, olan, olması gerektiği, yaşanan da yaşanması gerektiği gibi devam edecek merak etme ancak senin hissettiklerin farklılaşacak, dönüşecek' derim anlayabilecek kapasitede olanlara tabi....

Nefes, zihin ile beden arasında bir köprü gibidir adeta...

Nefes çalışmaları, kişide erdem ve irade kazanmayı, duygu ve düşünceleri üzerinde kontrol ve söz sahibi olmayı, yaşamı istenilen yönde geliştirme ve dönüştürmeyi hedefler...

Eksik ve yetersiz solunum yapan kişiler, uyku düzeninde sorun yaşarlar, güne kötü başlarlar  zaten. Sinirli ve verimsiz olurlar...

Sürekli kendilerini yorgun ve gergin hissederler.

Yorgunluk yapan yüzlerce tıbbi neden vardır .  Onlardan bahsetmiyorum. Ben bu kısa yazıda sizlere basit mekanizmayı ifade etmeye çalışıyorum. Sonuçta oksijen, kaliteli ve sağlıklı bir yaşam için önemli ve gereklidir, onu anlatmaya çalışıyorum.

Nefes pratiğinde kullanılagelen yüzlerce farklı teknik vardır. Nefes hususunda hiç bilgi ve deneyimi olmayan kişiler için basit uygulama anlatayım. Öncelikle bir yere rahat ve dik olarak oturun veya mümkünse uzanın. Gözleriniz açık veya kapalı hiç farketmese de mümkünse kapalı şekilde, nefesi burundan, sessizce, yavaşça ve sakince 4 birimde  alıp, yine burundan 8 birimde vererek, günde ortalama on dakika uygulayabilirsiniz.

Zihni rahatlatıp dengeleyecek ve enerjinizi arttıracak bir teknikten daha bahsetmek istiyorum. 1) Sağ elinizin baş parmağını sağ burun deliğinin üzerine yerleştirip kapatın ve sol burun deliğinizden nefes verin. 2) 8'e kadar sayarken sol burun deliğinize nefes alın ve 8'e kadar sayarken nefesinizi tutun. 3) Sol burun deliğinizi sağ elinizin işaret parmağı ile kapatın ve 8'e kadar sayarken sağ burun deliğinizden nefes verin ve 8'e kadar sayarken nefesi tutun. 4) 8'e kadar sayarken sağ burun deliğinize nefes alın ve 8'e kadar sayarken nefesinizi tutun. 5) Sağ burun deliğinizi baş parmağınız ile kapatın. Şu anda ilk basamağa geri gelmiş durumdasınız.

Bu siklusu 10 kez tekrarlayın ve o muazzam hissin farkına varın. Unutmayın dostlarım, etki, farkındalıkla başlar. Güle güle kullanabilirsiniz dilediğinizce.

Kaliteli, sakin, dingin, sağlıklı, huzurlu, verimli, dinç bir yaşam, nefes alışverişlerdeki 'ruhaniyeti ' yakalamakla mümkün olacaktır...

Bu yazı toplam 8653 defa okunmuştur.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın diğer makaleleri
  • SERSERİ İLE KİBİRLİ8 Ekim 2018 Pazartesi 09:05
  • BENLİK18 Eylül 2018 Salı 09:56
  • UFAK TEFEK ŞİFACILAR:SÜLÜK İLE TEDAVİ 11 Nisan 2018 Çarşamba 09:33
  • ZAMANIN EFENDİSİ OLMAK16 Mart 2018 Cuma 10:43
  • ASALET KAVRAMI ÜZERİNE25 Ocak 2018 Perşembe 10:54
  • ŞU MUTLULUK DENEN ŞEY NE OLA Kİ? 27 Aralık 2017 Çarşamba 10:07
  • ZEYTİNE DAİR BİRÇOK ŞEY…29 Kasım 2017 Çarşamba 10:03
  • HEKİMLER ÖLÜYOR TIPKI HEKİMLİK GİBİ…8 Kasım 2017 Çarşamba 10:42
  • PRP (KENDİ KANI İLE TEDAVİ) NEDİR?13 Ekim 2017 Cuma 11:00
  • AĞLAMAK GÜZELDİR20 Eylül 2017 Çarşamba 10:44
  • ‘BİR KABLOSUZ AĞA BAĞLANMAK’ - ELEKTROMANYETİK KİRLİLİK –25 Ağustos 2017 Cuma 10:02
  • AH BU EKRANLARIN GÖZÜ KÖR OLSUN! 4 Ağustos 2017 Cuma 10:04
  • SÜRMENAJ DA NEDİR?19 Temmuz 2017 Çarşamba 10:27
  • HAYAT DERSİ 5 Temmuz 2017 Çarşamba 10:45
  • NAZENDE SEVGİLİ: OMEGA-3 21 Haziran 2017 Çarşamba 10:26
  • ESKİDEN BİZİM ORALARDA HEP YAPARLARDI: HACAMAT7 Haziran 2017 Çarşamba 10:27
  • SONRADAN GÖRME31 Mayıs 2017 Çarşamba 10:40
  • ANNELİK NEDİR? NE DEĞİLDİR? 17 Mayıs 2017 Çarşamba 11:13
  • AZİM Mİ? HIRS MI? 10 Mayıs 2017 Çarşamba 09:52
  • NEFESİM NEFESİNE3 Mayıs 2017 Çarşamba 10:05
  • Yeni Doğuş Gazetesi ©1986 - Tüm Hakları Saklıdır, Kaynak Gösterilmeden İçerik kopyalanamaz.
    Oluşturma süresi(ms): 3