![HEPİMİZİN BİR KAPIYI AÇAN ANAHTARI OLMALI](http://www.yenidogus.net/Depo/Makale/13671/org/13671.jpg)
Bazı kilit noktalar vardır hayatta ve o kilit noktalarda bulunan bazı insanlar. Doğru zamanda, doğru yerde yapılması gereken hamleler, söylenmesi gereken sözler vardır. İşte o anlarda, o yerlerde olmak gerekir. Yürünen yolda daha güvenli ilerlemek, ihtiyaç duyulan motivasyona sahip olabilmek, etkin çözümler üretip yaratıcı düşüncelerde yüzebilmek için orada olmak gerekir. Orada olamıyorsan kilit noktanın ta kendisi olmak gerekir.
Yaşadığımız toplumun da anahtarı kendinde olan kilit noktaları var elbette. “Coach Talks” platformunda planlanan projeler, toplumun kilit noktalarındaki bireylerle hayat bulup hayatımızı değiştirmeye hazırlanmakta. Bir önceki yazımda da belirttiğim gibi üniversiteler, şirketlerin İK bölümleri ve girişimciler, bu resmin en önemli renkleri olacaklar.
Peki, nasıl kilit noktalar ki, domino etkisi yaratıp, toplumsal anlamda fark yaratmaya fayda sağlayacaklar?
Öncelikle üniversiteleri ele alalım. Ülkemizde hemen hemen 8 milyon üniversite öğrencisi bulunmaktadır. Üniversiteler ortalama 8 milyon öğrenciye sadece meslek edindiren bir öğretim kurumu olmamalıdır ve değildir de. Üniversiteler bundan çok daha fazlasıdır. Bir ulusun “Bilgi Toplumu” olmasının sağlanabileceği en önemli, tabiri caizse kilit noktası olan yerlerdir. Bilgi toplumu olabilmek demek manevi değerlerini koruyup, toplumsal huzur ve barışı sağlayarak ekonomik ve sosyal refah ışığında üretim ve tüketimi bilgi yoluyla yapabilmek demektir. Ekonomisi bilgiye dayalı, değerleri olan ve bunu koruyabilen bir toplum olabilmek demektir. Öte yandan, ortalama 8 milyon öğrenciye tüm bu değerleri aşılayabilmek, üniversite yılları bittiğinde ne ile karşı karşıya olacakları hakkında onları donatabilmek ve hazır bulunurlukları adına sağlam ve gerçekçi bir temel atılması gereken yerlerdir. Ayrıca, öğrencilerin kendilerini tanıyıp, potansiyellerini keşfettikleri; güçlü ve zayıf yönlerinin farkına varıp geliştirmek isteyecekleri, yaratıcılıklarını besledikleri yıllar geçirdikleri yerler olmalı üniversiteler.
Gelelim şirketlerin İK(İnsan Kaynakları) bölümlerine. Genelde insanlar arasında İK bölümü denildiğinde “İş görüşmesinin yapıldığı, adayın işe uygun olup olmadığını belirleyen bölüm” diye bilinir. Peki, İK ne yapar? Neden bu kadar önemlidir? İK bölümü öncelikle şirketin hedeflerine yönelik planlama yapıp iş gücünü iyileştirici ve sürdürülebilirlik adına çalışmalar yürütür. Şirketin üst, orta, alt yönetimiyle çalışanlar arasında köprü görevi görür. Şirket içi psikolojik şiddetin önlenmesi için eğitimler, etkinlikler düzenler. İşe alma, işten çıkarma sürecinde denetleyen, onay veren ya da gerektiğinde reddeden olur. Performans ve memnuniyet ölçümleri yapıp, çıkan sonuçlara göre yaratıcı çözümler üretir. Kurum kültürüne uygun hareket edip şirket içi çalışanların da adaptasyon ve istekliliklerine katkıda bulunur. Tüm bunlar iletişimsel süreçlerdir ve bel kemiği gibidir. Doğru kurulamayan iletişim, bir insanın olduğu yerden doğrulamaması ve yaşam standardını kaybetmesi ile eş değerdir. Bu kadar önemli bir role sahiptir işte İK bölümleri.
Son olarak, girişimcilerden bahsedelim. Girişimcilik, hem düşünsel hem de eylemsel yeni bir oluşumdur. Girişimci, başarma isteği güçlü, fırsatları görebilen, değişiklikleri benimseyebilen ve şartlara uyum sağlayabilen, yeni teknik ve yöntemlerin takipçisi olup kendi işinin patronu olmaya çalışan, gerekli zaman ve çabayı sarf ederek ekonomik, psikolojik ve aynı zamanda sosyal riskler alan kişidir. Girişimciliğin desteklendiği ülkelerin de refah seviyesi tartışılamaz ölçüde yüksektir. İşsizlik sorununa bir çözüm sunan, yeni endüstrilere bir kapı açan ve yeni pazarlar sağlayan girişimciler sürekli üretim halinde oldukları için sunulan hizmetin kalitesi artar ve gelişim kaçınılmaz olur. Tüm bu süreçlerde alınan destek, atılabilecek adımların hızını ve sürekliliğini korumasını sağlayıp, motivasyon anlamında ruhunu daha etkin besleyebilmesini sağlayacaktır.
Üniversiteler, şirketlerin İK bölümleri ve girişimciler. Her biri sorumluluğu üst düzey olan, iletişim ağı geniş ve dolayısıyla ayrı ayrı domino etkisi yaratabilecek kurum, birim ya da kişilerdir. Onlar ne kadar gelişmek istiyor ise bizler o kadar gelişiyoruz. Onlar ne kadar motive ise bizler o kadar motive oluyoruz. Onlar ne kadar cesur ise bizler ancak o kadar cesur olabiliyoruz. Baş nereye giderse, ayak da oraya gidiyor anlayacağınız. İşte tam da bu yüzden ekonomik, sosyal ve psikolojik refah düzeyimizin üst seviyelere çıkabilmesi için, toplumsal olarak potansiyelimizin daha da farkına varıp içsel gücümüzü ortaya koyabilmek için “Coach Talks” çatısı altında her birimiz adına paylaşıp üretmekteyiz. Şimdiden bu gelişim ve değişime açık olan üniversitelerimizi, İK bölümlerini ve girişimcileri kutlar, iletişimsel anlamı göz ardı edilemeyecek, heyecan, gelişim ve değişim dolu projelerde buluşmak üzere diyorum.
Bizler her kapının bir anahtarı var ve o da sende demeye geldik. İnanç, umut ve azim eşliğinde, sevgi ve hoş görünün ışığında, değişimi kucakladığımız ve içselleştirdiğimiz güzel yarınlara hep birlikte yürüyoruz.