![DİNLE VE ONAYLA](https://www.yenidogus.net/Depo/Makale/14015/org/14015.jpg)
Her şeyi en iyi yönleriyle gören, her durumda iyi bir çıkış yolu uman, geleceğe umutla bakan dünya görüşüne iyimserlik adı verilirken bunu yaşam becerisi, felsefesi haline getirebilen yani her şeyi iyi yönlerinden gören, her şeyi iyi yanlarıyla değerlendiren, geleceğe umutla bakabilen kimseye de iyimser deniliyor.
İyimser insan sevgi ve umut taşır. Onları besler ve her zaman korur. Etrafına mutluluk saçar ve mutlu olmak ile ilgili bir derdi olmaz. Çözülmez görünen bir durumun içinde de bulsa kendini, motivesini kendi sağlar ve yaşadığı durumdan alması gerekeni alır. Dolayısıyla, iyimserliğin gücünün ne denli olduğunu anlamamız mümkün görünüyor.
İyimserlik ve iyimserler şöyle bir yanda dursun, diğer yanda biz bir durum üzerine düşünelim.
Diyelim ki bir arkadaşınız bir problem yaşıyor ve geniş bir pencereden bakmayı da es geçiyor. Ya da kendini hayatının en zor zamanlarını geçirdiğini düşünürken buluyor ve ayrıntılarda takılı kalıyor. Siz de bir köşeden tüm bunları fark ediyor ve içinizden “hadi ama hayat yaşamaya değer, sadece mutlu ol, iyimser ol bak her şey nasıl da düzelecek” diye mi düşünüyorsunuz. Üstüne üstlük bir de köşenizde durmak yerine bunu ona söylediniz, değil mi?
Çözebildiniz mi meseleyi? Arkadaşınız şu an daha mı iyi hissediyor? Yoksa bir işe yaramadı ve hatta farklı bir tepki mi aldınız?
Bu tür durumlarda insanlar ne isterler, neyin ihtiyacı içindedirler, bunu anlamak lazım. Hissetmek gerekir. Anda olabilmek. O an, orada ve onunla. Kendi varlığımızla fakat onun için.
O zaman ne yapılmalı böyle durumlarda?
Öncelikle şunu bilmeli: “İyimserlik, başkalarına yardım etmek isterken her zaman en iyi yol değildir.” Sarah Schuster’ın da dediği gibi. Neden mi? Çünkü başkasını iyimser yapamazsınız. Bu bir tılsım olmadığı kadar içirilip yedirilebilen bir formu da yok. Öte yandan bir düşün bakalım, onun böyle bir isteği var mı? Böyle bir talepte bulundu mu? Hayır.
Onun isteği aslında bulunduğu durumun ne kadar da zor olduğunu, problemleri olduğunu, ya da her neyse, şu an böyle hissetmesinin doğal olduğu onayını almak ve umudu olduğuna inanmak. Bunun için sözlerimize özen göstermeliyiz. Whitney Hawkins Goodman’ın oluşturduğu grafikte de olduğu gibi “Bunu aşabilirsin yerine, biliyorum bu zor bir durum ve sen önceden zor şeyleri hallettin, sana inanıyorum.” diyebiliriz. Ya da “Sadece olumlu ol.” yerine “Tüm hislerini memnuniyetle karşıla.”, “Bu kadar olumsuz olmayı bırak.” yerine “Bu durumda bu tarz olumsuzluklar hissetmen oldukça normal.”, “Olumlu şeyler düşün.” yerine ise “Muhtemelen şu an kendini olumlu duygular içinde hissetmen oldukça zor. Ben, senin için olumlu enerji yayacağım içinde yaşadığın dünyaya.” diyebiliriz.
Önemli olan destek olmak. Tüm duyguların yaşanabilir olduğunu anlayıp hissettirmek.
Onu koşulsuz dinle ve duygusunu onayla. O anda fark edeceksin umudu….