Geçen hafta Perşembe günü saat 18.00 seansında “(Bizim için) Şampiyon” filmi için eşimle yerimizi almıştık. Biyografik özellikler taşıyan, dram ağırlıklı bir film olacaktı. 2 saat 9 dakika sürecek anlamlı bir filmin bizi beklediğini biliyor, fakat bu kadarını tahmin etmiyorduk.
Başrollerinde, ünlü jokey Halis Karataş’ı canlandıran Ekin Koç, Halis Karataş’ın en sevgili yanını, Begüm Atman’ı canlandıran Farah Zeynep Abdullah ve birçok sinema eleştirmeni tarafından tam not almış yapımların başrolü olan, Begüm Atman’ın babasına hayat veren Fikret Kuşkan. Ve at yarışı severlerin çok yakından bildiği, tanıdığı efsane at “Bold Pilot”! Bold Pilot'u canlandıran 5 attan biri de kendi yavrusu. Hipodromda motivasyon kaynağı olan sessizliğin sahipleri, eminim ki bu filmde anılarını tazelemiş, duygu selinde göz yaşlarına hakim olamamışlardır.
Olamamışlardır, çünkü daha o zamanlarda yeni doğmuş olan ben bile olamadım. Bu bir biyografi olabilir kabul, lakin dramı kabul edemiyorum. Bir insanın hayat öyküsü “1+1=1” denklemini örnekliyorsa, iki canlı birleşiyor ve sonuç iki olmuyorsa ve bunu sadece hipodromda değil, aynı zamanda özel hayatında da yaşıyorsa, hayatın sırrını çözmüş demektir. Bunun karşılığı bende asla dram değildir. Üzüntü, keder, bazen mutsuzluk olabilir fakat zıtlıklarla vardır her şey.
Düşünsenize, yaptığımız her ne ise, ister işimizde ister özel hayatımızda bu uyumu yakaladığımızı. Takım, arkadaş, eş, anne, baba, kardeş olmanın uyumunu yakaladığımızı düşünün. Hayalini kurun nelerin yeşereceğinin, manzaraların güzelliğine bakmaya doyamadığımızın, ürettikçe üretip, sevdikçe sevdiğimizin.
Düşünsenize bir güzel at, bir harika insan ve muhteşem uyum... Peki, neydi onlara bu uyumu yakalatan? Tabii ki ihtiyaçlarını anlamak. Eğer Halis Karataş, Bold Pilot’un ne zaman neye ihtiyacı olduğuna önem vermeseydi, bunu fark etmeseydi ve gerektiği anda ihtiyacını karşılamasaydı, bu muhteşem uyum yakalanabilir miydi? Sadece kazanmak uğruna yaşanabilir miydi? Tüm hipodrom bir anda sessizleşebilir miydi?
Ne diyor Halis Karataş filmde: “ Bizim için bazen tek mesele kazanmak oluyor. Öyle olunca da, bir yarışı kazanınca, ya kaybedersek diye diğer yarışa başlamak istemiyoruz. Ama o bana şunu öğretti. Şampiyon olmak demek bir gün kaybedeceğini bildiğin halde koşmak demek.” Başka da bir yolu yok zaten, koşmaya devam edeceğiz.” Hayatın ta kendisi gibi. Uyumlan ve devam et.
Peki, aşklarındaki uyuma ne demeli? Halis Karataş ve Begüm Atman, iki kişilik yaşamayıp aşklarını, bir olabilmiş, ahenkleriyle zorlu yolları geçip evlenebilmiş ve iki çocuk sahibi olabilmişlerdi en nihayetinde. Gerçek bir aşk yaşamışlardı. Kazanma uğruna değildi hayatları. Kazanmak olsaydı dertleri, kaybettiklerinde tekrar ayağa kalkıp uyumu yaşayamazlardı. Düşünsenize, amansız hastalık bile onların uyumuna yenik düşmüş, önlerinde diz çökmüştü yıllarca!
Filmin sonunda da dediği gibi; Bold Pilot ve Halis Karataş’ı bir yapan şey ne ise, Begüm Atman ile olan da aynı şeydi.
2 saat 9 dakika sürmüş olan, anlamlı bir filmden çıkmıştık. Etkisi mi? Bir ömür boyu...