Mutluluk geldi bir gün kapıma.
Karşıladım heyecanla.
Girdi içeri ve baktı etrafına.
Söylediği kulaklarımda:
“Beni çağırıyormuşsun. Geldim işte, buradayım.” dedi cıvıl cıvıl
“Söyle, nerede durayım?”
“Geldin ya, ne önemi var nerede durduğunun. Hoş geldin.
Kal olduğun yerde, bak olduğun gibi, işte tam da böyle.”
“Gelmezsem yamacına, girmezsem ruhuna, işlemezsem bedenine adım mutluluk olur mu?”
“Sen oradan bakıyorsun, ben de buradan. Kalırsan karşımda, görürsem şen yüzünü, duyarsam notası içinde saklı sözlerini, olurum işte ben de mutlu.”
“Nasıl yani? Benim tebessümüm, benim sesim mi verecek sana mutluluğu?”
“Zaten bu değil mi mutluluk? Paylaşsam sevincini, hayatının titreşen melodisine uyumlansam, çoğaltsam seni, bir başkası da beni.”