![Size Yakışanı Yapın!](http://www.yenidogus.net/Depo/Makale/2559/org/2559.jpg)
Gazetecilik mesleği aslında çok ama çok kutsal bir meslektir. Tabi iyi niyetli kullanırsan. Gazetecilik kamu hizmetidir. İnsanların duygu ve düşüncelerini kamuoyu ile paylaşması açısından en önemli iletişim aracıdır.
Neyse ders vermeye kalkmayayım zaten okullarda yeterince ders veriyorum.
Şimdi gelelim bu mesleğin, Tarsus'ta birileri tarafından nerelere getirildiğine.
Gazetesini bir şantaj aleti olarak kullanan bazıları, bugün kötü dediğine menfaat sağlayınca yarın iyi diyor. (Sakın itiraz etme dön arşivlerine bak. Göremezsen ben de mevcut gösteririm.) Bu mesleğe ilk başladığımda panolardan okurdum gazeteleri. Halkımız yerel basın hakkında ne düşünüyor diye, bir gazetenin etrafına toplanmış herkes bundan para almış bundan alamamış diye bahis yapıyorlardı kendi aralarında Baktım ki meslek elden gidiyor. Ne yapılabilir diye çareler ararken, arkası arkasına patladı bunlara özenip gazete çıkaranlar. Aynı tarzda insanlara korku salıp menfaat sağlama zihniyeti.
Şimdilerde sayenizde yerel basına nasıl bakılıyor sizde görüyorsunuz, size tavsiyem bu imajınızı biran önce düzeltin tutmalarınıza da düzelttirin.
Bize gazetecilik yakışır! Paparazilik değil diyorsan, gözünü açıp gazetene iyi bakacaksın. Kim ne yazıyor diye. Paparazilik var mı yok mu o zaman görür ve ne yaptığını anlarsın.
Bir gün kimliğinizi gizleyip çıkın gezin memlekette, neler düşünülüyor bizim hakkımızda diye.
İnsanlara yüklenip Tarsus'tan kaçırttığınız baskılarınızla yıldırdığınız insanlara sorun kendinizi. Kimleri nasıl eleştirdiğinizi görün. Görün ki gözleriniz açılsın.
Kamuoyunun düşüncelerine kulaklarınızı kapatıp, 'Padişahım çok yaşa' zihniyetiyle ne kadar yaşabileceğinizi düşünün.
Eleştirmeye gücünüzün yetmediği, ters düşmeye korktuğunuz insanları tutmalarınıza nasıl saldırttığınızı düşünün.
Tarih bunları bir bir yazacak kardeşim. Tarsus'un tarihinde isminiz nerelerde yer alacak çocuklarınız, torunlarınız nelerle yüzleşecek onları düşünün.
Tabii düşünecek ve dönüp arkanıza bakacak cesaretiniz varsa.
Daha yazacak çok şey var sizin için ama kamuoyu sizinle fazla meşgul etmek istemiyorum. Elbette cevabınız, cevap alacaktır. Yanlışların önüne geçip doğruları yazmak için biz buradayız.
Hani hasta yatağında yatan Büyük Ustamız Babamız varya, bize doğruluğu dürüstlüğü ve dik olmayı öğretti. O bize ne olursa olsun yanlışlar karşısında eğilmemeyi öğretti. Yazdıklarının altına imza atmayı öğretti. Bir rumuz'un arkasına sığınıp saldırmayı değil. İnsanları kaçırtmayı lanet okutmayı hele hiç değil.
Yukarı sütunlarda yazdığım gibi, tekrar ediyorum bir şeyler yaparken gelecekte çocuklarınızın duyacağı methiyeleri! düşünün.
Bu arada bir konu daha
Garip denilen vatandaşı herkes merak ediyor. Tabi benim hikaye kahramanını değil. Hani şu malum gazetede yazan GARİB'i. Acaba bu vatandaşın Basın savcılığında kimlik ve adres bilgileri mevcut mudur? Malum ya devamlı yazı yazan bütün köşe yazarlarının evraklarının Basın savcılığında olması gerekiyor. Yoksa da, Basın savcılığımızın bu konunun üzerinde hassasiyetle durmasını diliyorum...
Gönlü ışık yakmayı, aydınlanmayı öğrenen kişiyi, güneş bile yakamaz. Gündüz gibi ışıyıp durmayı istiyorsan, geceye benzeyen benliğini yakıver. MEVLANA
Sağlıklı, mutlu, huzurlu günler..