:

:

:

Siyah Önlük, Beyaz Yaka

8 Eylül 2017 Cuma 09:41
Meryem DURAK

Bir fotoğraf karesi ilkokul yıllarıma taşıdı beni.
Tam da yeni bir öğretim yılı başlarken iyi bir geçmiş sorgulaması yaptırdı bana.
Biz nasılda güzel çocuklardık.
Siyah önlüklerimiz vardı, bazen rengi solmuş yıpranmış ama severek giydiğimiz.
O simsiyah önlüklerin içinde kendimizi farklı bir ruha bürürdük.
Öğrenci oluverirdik.
Sanki kutsaldı o siyah önlüklerimiz bizim.
Onu giyince bizim içimize bilgi dolduracakmış gibi sevgi ile bakardık önlüklerimize.
Birde bütünleyeni vardı önlüğümüzün, giyenler bilir beyaz YAKALARIMIZ.

Sanki bizim temiz yüreklerimizin göstergesiydi yakalarımız.
İllaki bembeyaz olacaklardı ve de lekesiz.
Masum öğrenme hevesimizin tertemiz yansıması gibi.
Altına ne giyersen giy ister pantolon istersen çorap. Ama köylerimizde anamız ne dikti ise onu giyerdik.

Ayaklarımızda ayakkabı olsunda yeterdi. Markayı bilmezdik ki.
Ama önlüklerimiz siyah, yakalarımız mutlaka beyaz ve de temiz olurdu.
Okul bizim için sevgi ile koştuğumuz bilgi yuvasıydı.
Okul binasının içine girdiğimizde başka bir dünyanın kapısını aralar gibi saygıyla girerdik.
Öğretmenlerimizi severdik, bir yandan da korku ile saygı bir arada baş tacımızdı onlar bizim.
Çoğu kez tek öğretmen beş sınıfı birden idare ederdi. Köy olanakları bu kadardı.
Öyle bilgi yüklü donanımlı, eğitimli kişiliklere teslimdik bizler.
Okul bizim irfan yuvamız, öğretmenlerde bilgi yumağımızdı.
Bizim için en önemli iki öğe sınıflatırımızı süslerdi. Atatürk’ün fotoğrafı, sınıfın en güzel yerinde asılı dururken sanki duvardan bizi gülümseyen gözlerle seyrederdi.

Diğeri ise Şanlı Bayrağımızdı. Okulumuzun en güzel yerinde bulunur, durduğu yerde bizi korurdu.

O bayrak köyün ortak malı ve en değerli hazinesi idi
Okul olarak bir köy gezisine gittiğimizde bayrağımızı el yapımı bir direğe çeker en önde taşırdık. Marşlarda yürüyüşümüze eşlik ederdi.
Taşıyan arkadaşımız her zaman kıskanılır veya imrenilirdi.
O’nu taşımak bir şerefti çünkü.

Köy düğünlerinde Sancak olur başı gelin gibi süslenirdi.
Bayrak nerede gerekirse oraya giderdi.
Sabahları andımız okunur dağlarda yankılanırken, ormanda eşlik ederdi.
İstiklal Marş’ımızı okumak başka bir ruh haliydi, sanki şehitlerimiz bize eşlik ederdi. 
Biz kara önlüklerimizin cebine bilgiyi bembeyaz yakalarımızdaki temizlikle beyinlerimize işlerdik.

Tertemiz güzel bir nesildik biz. Bizim çocukluğumuz.

Bu yazı toplam 1904 defa okunmuştur.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın diğer makaleleri
  • Aç Ayı Oynamaz...!!!5 Nisan 2024 Cuma 13:55
  • Nereye Evriliyoruz???18 Ocak 2024 Perşembe 17:11
  • Evlat Kölesi Olduk...23 Eylül 2023 Cumartesi 12:05
  • Çocukluğuma misafir oldum...18 Temmuz 2023 Salı 16:26
  • Sandık Kokusu,,,25 Mayıs 2023 Perşembe 16:12
  • YAP_TI_LAR…!!!8 Mayıs 2023 Pazartesi 18:12
  • Deprem İçimizden Geçti25 Şubat 2023 Cumartesi 10:42
  • Dil Dillenirken...7 Aralık 2022 Çarşamba 09:38
  • Tüküremeyin Emi…29 Kasım 2022 Salı 16:20
  • Gözler Ah O Gözler…12 Ekim 2022 Çarşamba 17:37
  • Çocukluğumun Kıbrıs’ı !!!16 Nisan 2021 Cuma 13:37
  • Çıplak Tasarım!!!30 Mart 2021 Salı 17:17
  • Değirmen Yolu Karanlık9 Şubat 2021 Salı 14:41
  • KÖR AKIL..25 Ocak 2021 Pazartesi 12:15
  • Rasim Dokur ve Atatürk19 Kasım 2020 Perşembe 11:14
  • Ateş Alamaya Geldim4 Eylül 2020 Cuma 13:01
  • Kadınları Yazmakla Bitmez15 Ağustos 2020 Cumartesi 11:22
  • Evde Dönüşüm7 Mayıs 2020 Perşembe 11:40
  • AŞK PENCEREDEN BAKIYOR16 Nisan 2020 Perşembe 10:29
  • Virüs İnsanın Beynine Düştü!!!14 Nisan 2020 Salı 11:15
  • Yeni Doğuş Gazetesi ©1986 - Tüm Hakları Saklıdır, Kaynak Gösterilmeden İçerik kopyalanamaz.
    Oluşturma süresi(ms): 2