Sabah 07...
Tak tak, küt küt diye bir ses etrafı inletiyordu...
Bir makinadan geldiğini sandığım bu sesin taşkırma makinasınden ve yine yaptığım araştırmada o sabah, o takurtuyu meğer 4 mahalle ileride eski apartman betonunu kıran makinadan geliyormuş.
Hemde Cuma-Cumartesi-Pazar sabahlarında!
Çevredeki apartmanlarda oturanlardan hiç bir şakiyet duydun mu derseniz; ben duymadım!
Ama Belediye'ye, Kaymakamlığa, Polise bu sesten dolayı şikayetler gitti ise onu da bilemiyorum.
Makina rahatlıkla bir hafta çalıştı. İşte onu iyi bilmiyorum.
Söyleyeceğim şu; siz bunu büyük illerde Almanya-Fransa veya başka ülkelerde yapsanız hem ceza hemde kullandığınız makinaya bile el koyarlar.
Şikayet olmasına da gerek yok!
Elin ülkelerinde insan hakları diye bir kanun var.
Günün belirli saatlerinde çalışır, kimseyi asla üzmez, kimseyide rahatsız edemezsiniz..
Bizde yani Tarsus'ta böyle bir ekip var mı yok mu, etkinliklerin boşluğundan mı yararlandılar, onu da bilemiyorum...
Yoksa sağlam bir yerlerden torpili mi vardı?
İnsan inanın bunları düşünüyor ama çıkar bir yol da bulamıyoruz.
Bu şehirde herkes yaptığı ile mi kalacak diye de üzülüyorum.
Gazeteci yazdığı zaman sizde biliyorsunuz ki, görevini yapıyor.
Yazsanızda yazmasanızda çeşitli yerlerden, haksız yere çamura bulaştıracaklardır.
Bu konuda her kesim ile karşılıklı tartışmaya da hazırım.
Bina yıkıldı, bitti.
On gündür kimseden ses seda çıkmadı diye yazıyı yazdım.