Ah ki Ah...
Maalesef yaşadığımız ülkede bir çok kuruluş gibi sağlık kuruluşlarınında laçkalaştığını anlamak için alim olmaya gerek yok...
Sıradan bir vatandaş ve hastanelik olmanız yetiyor.
Anneannemin rahatsızlığı yüzünden neredeyse 2 aya yakın bir süredir hastanelerde sürünüyoruz...
Sürünüyoruz diyorum çünkü yaşanılanları başka türlü adlandıramıyorum.
Ve eminim ki, bizim gibi onlarca, yüzlerce, binlerce insan mevcut.
Hastane-ev arasında gidip gelmeler neticesinde tekrar hastanede yatıyoruz fakat bu kez SSK Hastanesinde...
SSK Hastanesine sağlam giren, 24 saat dolmadan sanki hasta çıkıyor...
Son 1 yıl içinde önce dedem, akabinde de anneannemin rahatsızlıkları neticesi yılın büyük bir kısmı hastanede geçti diyebilirim.
Devlet hastanesinin revizyondan önceki halini bilemiyorum ama şuanki hali görünüş itibariyle gayet iyi...
Temiz, pak, steril bir görüntü çiziyor...
Ama herşey görüntüden ibaret değil. Ameliyatımızı Devlet Hastanesinde olduk ve ne hikmetse, ameliyattan sonra komplikasyonlar bitmedi. Doktorumuz ise bize mantıklı bir açıklama yapmadı.
Biz birşeyler öğrenmek, sorularımıza cevap verilmesi için çırpındıkça, ukala doktorumuzun bizi kaale almaması "ya bu adam bir şey bilmiyor, ya da hatasını yamayacak yer arıyor" diye düşünmemize neden oluyor.
Devlet hastanesindeki uzman doktorumuz(!) birçok kişinin takdirini kazanmış biri olaraktan, ilgisizliği ve yer yer kabalığıyla o kadarda takdir edilecek biri olmadığını gösterdi.
Ameliyatın 4. günü hastaneden apar topar taburcu edildik. 2 gün sonra, hastamız ağırlaştı, doktorumuzu arıyoruz, "acile götürün" diye cevap veriyor.
Acile götürmesine götürülür bu hasta, ama uzman doktor olarak gerekli kişilere yapılması gerekenleri bildirmesi kendisine düşmez miydi?
Bunun olması için illaki benim cazgırlık yapmam mı gerekiyordu? Yani sağlık kuruluşlarında birinin yakınına gerekli ilgi ve alakanın gösterilmesi için adabı muaşere kurallarından sapmak mı lazım?
Aynı doktor tarafından tekrar tedavi altına alındık, sonuç elde edemeyince doktorumuzu değiştirdik.
Yeni doktorumuz SSK doktoru olduğu içinde, 10 gündür SSK hastanesindeyiz.
Yalnız hastane hastane değil, kabus gibi. Doktorumuz gerçekten ilgili ve alakalı bir doktor olarak üzerine düşen görevi sonuna kadar yerine getiriyor, çoğu doktor gibi hastalarıyla hemşirelerin, hasta bakıcıların ya da taşeron firma elemanlarının ilgilenmesine izin vermeksizin, bire bir ilgileniyor. O konuda yapılacak yorum, söylenecek söz yok...
Fakat bir hastanede iyi olmak için illaki doktorların iyi olması gerekmiyor... Hastaneye baktığınızda edindiğiniz genel kanı, ne kadar pis olduğu, hastanedeymişsiniz hissi uyanmıyor maalesef beyninizde...
Hastanelerde özellikle önem verilmesi gereken konulardan bir tanesi tuvalet temizliğidir diye düşünüyorum, belki insanımızında tuvalet kullanma alışkanlığını gerektiği gibi uygulamaması da etken ama yine de tuvaletlere özellikle ve özellikle dikkat edilmesi gerekiyor.
3'er yataklı odalarda hareket etmek imkansız bir hale gelmişken, bir de refakatçıların varlığını ekleyin ve düşünün; ben sağlam biri olarak bu kalabalıktan boğuluyorsam, hastalar neler yapsın?
Diğer bir husus, SSK hastanesinde odalardaki yatak sayısı azaltılıp, devlet hastanesindeki gibi 2'şer yatak olupta, refakatçiler için kanepe tarzı koltuklar yerleştirilemez mi? Çoğu refakatçi (ki buna bizlerde dahiliz) sandalyelerin tepesinde vakit geçiriyor. Hastaya bakarken hasta olmak işte böyle oluyor galiba.
Ve nedense SSK hastanesinde ziyaret saati sınırlaması yok, her isteyen istediği saatte odalara dalabiliyor. Sabahın 6'sında 8-10'arlı gruplarla hasta ziyaretine gelenler de var, gece 10-11'lerde de...
Böyle bir hastanede insanın iyi olması biraz zor gibi görünüyor. Hastanenin her noktasında başıboşluk hakim...
Şimdi ise, yine sonuçsuz kaldığımız için başka bir hastaneye sevk edilme durumumuz söz konusu...
Şu anki doktorumuz gayet iyi olması, elinden geleni yapmasına rağmen bazen susmayı tercih ediyor... Ve böyle durumlarda insanın aklına istemeden de olsa şu geliyor: