Teknoloji, böylesine baş döndürücü bir hızla ilerlerken, zamanı genişletecek bir aygıt da icat edilse hiç fena olmaz doğrusu.
Belki o zaman okunmayı bekleyen sayısız kitaba sıra gelir, zihinde yazılmak için bekleyen tüm o sözcükler, fikirler ve düşünceler yazıya dökülür, o görmeyi çok arzu edilen şehirlere ve ülkelere gidilir, dünya gözüyle göreyim denilen o tablolar görülür, izlenmek istenen tüm o filmler, belgeseller izlenir, takip etmeye çalışılan gazete, dergi, yazar, köşe yazarları vs.leri okunur, epeydir vakit ayrılamayan dostlara vakit ayrılır, çocuğunla dilediğin kadar oyun oynanır, doğada vakit geçirmek istediğin kadar zaman geçirilirdi…
Ve hatta dileyen, sosyal medyada dilediğince sörf yapabilirdi mesela, istediği kadar dizi de izleyebilirdi.
Ancak ne var ki gün hala 24 saat. Onun da uyku ve işte geçen kısmı 16 saat dersek, kişisel bakım, yemek, ulaşım derken geriye 1-2 saatlik bir zaman dilimi kalıyor. Hadi buyrun bakalım.
Zamanı sündüremediğimize göre kendisine ayar vermek kaçınılmaz artık. Peki ne yapalım da şu ‘vakit’ denilen kavramla dost olalım?
Zamanı yönetmeye başlarken belli başlı bir takım hususlar var dikkat edilmesi gereken dostlarım.
Öncelikle yazılı olarak yani kalemi kağıdı alıp yazarak yıllık plan yapılmalı.
Yani, sen, bir yıl sonra mart ayı geldiğinde hayatındaki hangi önemli şeyleri kotarmış olman gerekiyor? Bunları yazıya döküyorsun güzel kardeşim.
Sonrasında ise aylık, haftalık ve günlük planlara geliyor sıra. Bunlar, vakti daha net planlamayı sağlarken, unutulmayı da engeller. Özellikle günlük planlar, saatleri verimli kullanmayı sağlar.
Bundan sonraki aşama, öncelikleri belirlemek. Örneğin öncelik sosyal medya turu mu, çocuğunla vakit geçirmek mi? Dizi izlemek mi, iki satır bir şey okumak mı?
İşte bunun gibi, nelerin sizin için öncelikli olduğunu belirleyin bakalım.
Her ne kadar televizyon, cep telefonu bağımlılığı durumlarına laf sokasım gelse de, şu an yazının bütünlüğünü bozmak yersiz.
Diğer yönünden bakınca, teknoloji de öcü değil ya, adamakıllı kullanıldığında elbette lehimize kullanılabilecek bir çok aygıt, alet, edevat program, uygulama mevcut.
Neyse, gelelim zaman vampirlerine. Sen o kadar plan program yap, sonra iş ve/ya özel konular için bitmek tükenmek bilmez telefon görüşmelerine maruz kalJ
Yüzyüze veya telefonla olan gereksiz maruziyetlere dur deme vaktidir yani.
Yine Facebook, Twitter, Instagram, YouTube, WhatsApp gibi zamanın bol keseden ve farkında olmadan harcandığı durumları hatırlatmak isterim. Elbette tüm bu uygulamaları ben de kullanıyorum. Rahibelik taslayacak değilim. Ben sadece bu mecralara ayırdığınız zamana ve bunu planlamaya ihtiyaç olduğunu hatırlatmak istiyorum.
Örneğin, bilmem her dört saatte bir e-postanıza kontrol edebilirsiniz mesela. Elbette bu kişisel olarak değişebilir. Kurumsal e-posta ile çalışan bir kurumda bu işlemez anlıyorum merak etmeyin.
WhatsApp yazışmalarınız için, örneğin her iki saatte bir kontrol yapılabilir. Erken yanıt verilmesi gereken bir durum var mı diye hızlı bir göz atma yapılabilir. Boş zamanınız varsa, tabii ki Whatsapp gruplarınızdaki günaydın, geçmiş olsun, tebrikler gibi kutlama furyalarına katılabilirsiniz. Sizin seçiminiz. Eee özgür irade yaani.
Masanızın, bilgisayarınızın, çekmecelerinizin, dolaplarınızın dağınıklığı, zihinsel dağınıklığınızla eşdeğerdir. Yani fiziksel dağınıklığınızı toparladığınızda, aklınızda da bir toparlanma olacak kısaca.
Zamanın efendisi olurken ki diğer önemli noktalar ise, yetki ve görevleri delege edememe sorunudur. Aynı anda birkaç işi yapmaya çalışmak yerine, yapılabilecek bazı işleri başkalarına devretmek gerekir. Elbette işi bilen profesyonel kişilere. Eğer benimkisi gibi bir işiniz varsa bu çoğu zaman mümkün olmaz.
‘Siz varsanız, işiniz var’ ise, ona kısaca 'geçmiş olsun' diyoruz. Şaka bir yana bu durumda, siz olmasanız da devam eden ve işleyen alternatif bir iş, parlak bir fikir doğrusu.
Yine zamanı planlarken ‘yapılacak işler’ listenizi oluşturmak şu şekilde yapılabilir.1-Acil ve önemli işler 2- Acil olmayan ama önemli işler 3- Acil ama önemsiz işler 4-Acil olmayan ve önemsiz işler. Bu şekildeki bir plan, zamanınızı genişletecektir.
Tüm bunların yanında kararsızlık, erteleme, hayır diyememe, mükemmelliyetçilik, geçmişe takılıp kalma, sürekli şekilde gelecek endişesi taşıma ve ‘an’da kalamama, acelecilik, odaklanamama, aklında sürekli deli sorular olması durumu, dikkat konsantrasyon eksikliği, unutkanlık, zor işleri sona saklamak gibi özel durumlarınız da varsa profesyonel bir yardım alma vakti gelmiştir çünkü tüm bunların arka planında bilinçaltında saklanmış ve adeta oradan nanik yapan bir yaramaz vardır söyleyeyim:)
Tüm bu yazıdan çıkarılacak öz şudur: P-lan-la-ma ya-pın.
Yok ben plan yapmayı bilmiyorum, yok plansız daha iyi hallederim, yok benim plan yapmaya vaktim az, benim plana ihtiyacım yok palavralarını bir kenara bırakın ve yazın dostlarım yazın.
Söz gider yazı kalır ya hani o bakımdan söyledim. Ajandaya mı yazarsınız (ki tercihim kağıt ve kalemdir) yoksa o çok kıymetli cep telefonunuzun, laptopunuzun ajandasına mı yazarsınız bilemem artık.
Eğer sizin de vaktiniz benimki gibi çok ama çok kıymetliyse bir yerinden başlayabilirsiniz.
’Vakit nakittir’ özlü sözüyle kapatayım ben artıkJ
Sevgiyle kalınız…