Kelimelere sığdıramadığım coşkum, bazen ise içinden kendimi çekip alamadığım girdaplarım var.
Bedenimde gösteriş yapan mutluluğum, bazen ise gözlerimde hüznün yağışları var.
Sözlerimde alenen beliren keyif, bazen ise davranışlarımda sessizliklerim var. Hayat gibi. Güzel tarafı da bu gibi.
Düşünsene, her gün aynı pencereden aynı yöne baksan, hep aynı manzarayı mı görürsün? Aynı duyguyu mu hissedersin? Aynı sesleri mi duyarsın?
Kendinde gördüğün, duyduğun, hissettiğin ne varsa kabullenmek, en gerçek ve iyileştirici olandır. Her hissettiğin şey sensin aslında. Kendinsin. Üzgün müsün? Yaşa, düşün ve çöz. Nedenleri at zihninden, nasıllara yol aç. Serbest bırak hislerini ve en sonunda ise “Bundan sonra bunun için ne yapabilirim?” sorusunu, yolunu aydınlatması için ışığın yap. Hatta parlat ışığını ve kendine şunu sor: “Bunu nasıl yapabilirim?” Göreceksin ki bu yol seni hep sıcak bir kucaklamayla karşılayıp serin bir mutlulukla buluşturacak.
Uzun süre güldüğümüzde bile gözlerimizden yaş gelen yolculuğumuzda her şey zıddıyla güzel ve anlamlı. Göz ardı edilemeyecek değerde tüm deneyimlediklerimiz ve hissettiklerimiz.
Çehov ne demiş: “Hayat seni güldürmüyorsa, espriyi anlamadın demektir.”