Bundan yıllar önce birisi çıkıp bana, modern tıp eğitimi almış bir hekim olarak, meslek yaşamımda bir gün gelip, sülük tedavisi yapacak ve hatta hatta bunu yazıya dökecek olacağımı söylese gerçekten her hücremle gülerdim sanırım.
Ancak, bugünden yedi yıl kadar önce tamamlayıcı ve geleneksel tıp (halk arasındaki adıyla alternatif tıp) eğitimi almaya başladım ve bir çok yöntem ile modalitenin, çok sayıda eğitimini, pek çok sayıda ve çeşitte eğitmenden aldım.
İşte sülük ile tedavi yani Hirudoterapi ile tanışmam da böylece başlamış oldu.
Birkaç yıldır uyguladığım yüzlerce sülük tedavisi sonrası karşılaştığım tedavi sonuçları, bir yandan modern tıp bilgileri ile dolu zihnimi çokça şaşırtırken (çünkü modern tıp böylesi bir tedavi usulünü kabul etmediği gibi reddediyordu da) diğer yandan bu minik canlılara gerek saygımın, gerekse de merakımın giderek artmasına neden oldu.
Bu nispeten basit tedavinin, birçok kronik hastalıktaki etkinliğinin muhteşem olması, ilgimi her geçen gün arttırdı .
Sülük tedavisi sağlıklı bir yaşamı sağlayan çok sayıda yöntemin sadece birisidir.
Uçana kaçana, her hastalığa veya hastaya devadır veya tüm hastalıklara kalıcı ve hızlı çözüm olur gibi gibi bir iddiamın olmadığını, tedavi sonuçlarının bireysel farklılık gösterdiğini bilhaire belirtmek isterim.
Ve velev ki, yazımı okuyan meslektaşlarım olursa, aldıkları modern tıp eğitiminin halihazırda taktırmış olduğu gözlüklerin dışından da bakmalarını dilerim.
Evet, bunu başarmak çok güç biliyorum lakin en azından şu kısa yazı sürecinde belki de gözlükleri çıkarmak, farklı bir bakış açısına yer açmak, zihnin alt yapısında farklılıklara ve değişimlere zemin hazırlayacaktır.
Sülük ile tedavi, tıp tarihinde belgelenmiş olan en eski iyileştirme yöntemlerinden biridir.
M.Ö 15. yüzyılda Babil yazılı kalıntılarında sülük tedavisinden bahsedildiğine dair kanıtlar mevcuttur.
Eski Mısır'da kullanıldığına dair firavunların mezar taşlarında sülük tedavi resimleri bulunmaktadır.
Yine İbn-i Sina'nın meşhur kitabı olan El-Kanun Fi't Tıb kitabında da sülük uygulamasından bahsedilmiştir.
Moğol imparatoru Atilla’nın, askerlerinin daha güçlü olmasını sağlamak için savaşlardan önce sülük uygulaması yaptırdığına dair kanıtlar Akvilei harabelerinde bulunmuştur.
Osmanlı İmparatorluğun arşivlerinde sülük kullanımı ile ilgili birçok belge bulunmasına karşın, hangi hastalıklarda ve nasıl kullanıldığı ile ilgili somut veriler yoktur.
Şu anda dünyada en çok sülük kullanan ülke Rusya'dır ve 2013 yılında dünyada ilk sülük tedavisi kongresi Rusya'da yapılmıştır.
Ne yazık ki ülkemizde, tıpkı ABD’de olduğu gibi, bu yöntem bir kocakarı usulü olarak görülüp aşağılanmaktadır.
Sülüğün iyileştirici etkisi basit bir kan emme işlevi değildir.
Bu canlıların, beden için tedavi edici 101 kimyasal enzimi salyasından vücuda adeta enjekte etmesi, sülüğün tedavideki başarısının ana unsurudur.
Yani kısaca sülük salgısı doğal bir ilaç olarak tanımlanabilir.
Sülüklerin temel birkaç etkisi kısaca şöyle özetlenebilir (Textbook of Hirudotherapy- Dr.C.Cihangir):
1-Kanın pıhtılaşmasını ve pıhtıların çözülmesini sağlama (antikoagülan, antiagregan, trombolitik, fibrinolitik etki)
2-Hipoksi önleme yani kandaki oksijen miktarını artırma (antiiskemik, antihipoksik etki)
3-Ödem çözücü etki
4-Damar içi kan dolaşımını düzenleyerek tansiyon düzenleme (antihipertansif etki)
5-Ağrı kesici etki (Analjezik etki)
6-Kas gevşetici etki (Myorelaksan etki)
7-Yangı giderici etki ( Antienflamatuar )
8-Antidepresan ve anksiyolitik etki (sıkıntı giderici)
9-Damar duvarındaki sert plakları temizleme etkisi (antiaterosklerotik)
10-Bağışıklık sistemini güçlendirme etkisi (İmmünstimülan etki)
11-Sinir hücresi ve liflerinin tamiri etkisi (Nörotropik etki)
12-Antioksidan etki (Antioksidanlar, serbest radikallerle reaksiyona girerek, onların hücrelere zarar vermelerini önler. Hücre yıkımını da yavaşlatıp, daha sağlıklı ve yaşlılık etkilerinin minimum olduğu bir yaşam şansını arttırır).
Sülük tedavisi yapacak olan hekim, hastayı ayrıntılı olarak değerlendirir, uygulama hakkında etkiler, olası yan etkiler, tedavinin süreci ve takibi hakkında bilgi verir .
Hastanın hastalığına, yaşına, cinsiyetine, kilosuna, eşlik eden bir başka hastalığının varlığına göre, belli bölgelere belirli sayıda sülüğün tutunması ve o muazzam salgısını insan bedenine bırakıp, kendi ağırlığını (3-5gr) ortalama beş katı kan emmesi esasına dayanan bu tedavi yolculuğu yaklaşık 1.5 saat sürer.
Birçok dünya ülkesinde uygulanagelen bu tedavi şekli, 2014 yılında TC Sağlık Bakanlığının yayınladığı Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp yönetmeliğinde yerini aldı.
Bu uygulamayı yapmaya yetkili sertifikalı tabibin sorumlulukları, uygulanabilecek ve uygulanamayacak hastalıklar, bulundurulması zorunlu cihaz ve malzemeler gibi durumların yasal çerçevesi belirlendi.
Sülük ile tedavinin, gerek kanıta dayalı bilimsel yayınları, gerekse de eğitimli ve sertifikalı uygulayıcı hekim sayısı arttıkça, sadece yanıta dayalı ve merdiven altı uygulama şekilli bir tedavi halinden çıkıp, hakettiği değeri kazanacağına inanıyorum.
Eveet, işte kısaca böyle dostlarım.
Çelik yeleğimi giydim, doğru bildiklerimi yazdım:)
Farklı bir bakış açısı kazandırabildiysem eğer, ne mutlu bana...
Sevgiyle kalınız...