Tarsus İdmanyurdu geçen hafta tarihi bir galibiyet aldı. Giden maç bir anda geri döndü. Bu karşılaşma temsilcimiz için çok önemliydi. Çünkü üst üste gelen puan kayıplarından sonra taraftar yinede tribünleri doldurmuş, bu haftada gelecek kötü bir skor hem takım için hem de taraftar için çok olumsuz olacaktı. Mucize gibi gelen galibiyet ile hem teknik heyet rahat bir nefes aldı, hem de taraftar uzun zaman unutamayacağı bir güm yaşadı.
Tabi zaferi yaşarken yapılan hataları, oynanan kötü oyunu da unutmamak gerekiyor. Öncelikle maçın ilk yarısının 20 – 25 dakikalık bölümü tam bir kâbustu. Rakip o kadar fazla pozisyona girdi ki goller geliyorum dedi ve geldi. Bit deplasman takımı bir karşılaşmada bu kadar rahat pozisyona nasıl girer inanılır gibi değil. Yediğimiz gollerin dışında rakibin kaçırdıklarına da baktığımız zaman hafta sonu ne kadar şanslı günümüzde olduğumuzu görürüz.
Tarsus İdmanyurdu ligin en fazla gol yiyen takımlarından birisi durumunda. Kaleci hatası, savunmada bireysel hatalar ve takım savunmasındaki problemler derken çatır çatır kalemizde goller görüyoruz. Kalemize iki topla gelen rakipler o kadar kolay gol pozisyonuna giriyor ki akıl alır gibi değil.
Teknik Direktör Özcan Kızıltan’ın mutlaka ama mutlaka takım savunması konusunda çok ciddi hamleler yapması gerekiyor. Elbette üst üste gelen sakatlıklar ve şanssızlıklarında bu yenen gollerde etkisi var ama bizim gibi bir takımın bu kadar basit goller yemesinin izahı da olamaz.
Tarsus İdmanyurdu çok ciddi paralar harcanmayarak kuruldu.Yapılan transferler mütevazi isimlerden oluşuyor. Ancak takıma transferin sonlarında kazandırılan iki genç kiralık oyuncu forvet olmamalarına karşın takımın bu sezon attığı gollerin yarısından fazlasına imza atarak takımımızı taşıyan isimler oldular. Onların skorerliği ile ligin en fazla gol atan takımı olduk.
Ancak şampiyon olan takımlara bakalım genelde takım savunması oturmuş ekipler olduklarını göreceğiz. Yani Tarsus İdmanyurdu gol atarak bir yerlere gelmesi çok kolay değil. Attığı gibi az yemesi de gerekiyor. İlk dokuz haftada 15 gol yemek çok ciddi bir durum ve üzerinde ciddi ciddi durulması gereken bir konu. Geçen sezon şampiyon olduğumuzda özellikle sahamızda rakiplere çok az pozisyon veren bir takımdık. Deplasmanlarda da Zor gol yiyen geri iyi yaslanan bir ekiptik.
Unutmadan takım savunması derken sadece savunma oyuncularını ya da kalecileri işin içine kattığımızı düşünmemek gerek. Takım savunması adı üstünde takımın kalesini savunmasından başlıyor. En uçtaki Abdullah Halman’dan, Kaleci Barış’a kadar bütün futbolcuların içerisinde olduğu bir durum bu. Her futbolcu bu eleştiriden üzerine düşen payı alıp, kendi özeleştirisini yapmalı.