Hayatın kendi içinde, kendine özgü bir ritmi var. Kimi zaman hızla, kimi zaman yavaş yavaş yaşıyor akışı. Akışta kalıyor her zaman. Bozmuyor düzenini. Durmuyor, geriye bakmıyor ve geleceğe doğru atıyor adımlarını her daim. Baharın mis kokulu rengârenk canlılığı, yerini güze bırakacağı zamanlarla ilgilenmiyor. Güz, yapraklarını dökerken geçen zamanın renklerinin kayboluşunda hüzünlenmiyor. Doğa hayatın içinde kendi akışında kendi olarak mutlu. Biliyor ki değişim kendisi.
Sen, ben, biz böyle mi yapıyoruz? Hayatın doğal olan akışına kendi hayatımızda ne kadar izin veriyoruz? Ya da izin veriyor muyuz? Ne kadar anı yaşamaya müsaade ediyoruz kendimize? Ne kadar dalıp gidiyoruz hayallere?
Kitap okuduğunuz anları, dans edip coştuğunuz zamanları, arkadaşlarınızla keyif aldığınız sohbetleri düşünün. İyi hissettiren ne aslında? Ne var oralarda?
Anı yaşayabilme var. Geçmişin omuzlarımızdaki yükünden geleceğin kaygısına dair fikir kırıntıları kayıp. Stressiz, sakin, dikkatimizi toplamaya çalışmadan zaten orada olan, anı yaşayan sen, ben, biz varız.
Daha fazla spor yap, daha çok müzik dinle, daha fazla bulmaca çöz, daha çok yazı yaz. Hayal kur. Eşi benzeri olmayan bir manzara gördüğünde daha derin bak. Haftalık rutinlerinde arkadaşlarına daha çok yer ver. Yemek yap, güzel ye. Maç mı seyretmek istiyorsun? Doya doya izle. Araştırmacı ruhun elini klavyeden çekemiyor mu? Orada ol ve kaybol sanal dünyanın gerçekliğini ararken. Çocuk ol, oyun oyna. Öyle oyna ki oyun olduğunu sen bile unut.
Öyle bir meslek edin ki zevk al. Hobiler edin ve süsle hayatını. Kendinde iç güdülenme yaratacak her ne var ise keşfet. Yeniliklere açık ol. Yeni insan tanı, yeni yer keşfet. Merak et ve öğren.
Hep bir amacın olsun. Senin olan bir amacın olsun. Ailenin, arkadaşlarının, çevrenin sende yarattığı etkiyi sıyır at üzerinden.
Anı yaşamak istiyorsan akışta kal ve bu, senin akışın olsun. Bruce Lee’nin de dediği gibi:
“Zihnini boşalt. Su gibi formsuz, şekilsiz ol. Şimdi, suyu bir bardağa doldurursan su, bardak olur. Onu çay demliğine doldur; o zaman su, çay demliği olur. Su gibi ol dostum.”