Nazende, Azeri Türkçesinde "Nazlı, hoş edalı" gibi anlamlara gelmektedir.
Bedende bazı besin maddeleri vardır, öyle ‘hoş edalı’dırlar ki, genç, yaşlı, çocuk, kadın, erkek hiç biri onların eksikliğine dayanamaz. Omega-3 yani, halk arasında yaygın ama yarı yanlış kullanılan adıyla ‘balık yağı’ da bunlardan biridir işte...
Bugün itibariyle, pubmed te kendisi ile ilgili yayınlanmış 2054 adet makale olan Omega-3 yağ asidi ailesi üç kardeştir: 1)ALA 2)DHA 3)EPA
Alfa-linolenik asit (ALA, ceviz, ketentohumu ve zeytinyağında bulunur. Bitkisel Omega 3 olarak bilinir). Dokosaheksaenoik asit (DHA, en çok balık yağında bulunur). Eikosapentaenoik asit (EPA, yine balık yağında bulunur).
Peki, vücudun kendisinin üretemediği ve dışarıdan alınması gereken bu Omega-3 yağ asitlerinin sağlığımıza yaptığı katkıları gelin irdeleyelim:
-Kolesterol ve trigliseriti düşürür. Böylece buna bağlı kalp hastalıkları, kalp krizi ve felç riski azalır.
-Uyku kalitesini arttırır ki bu, gece boyunca mışıl mışıl uyuyup, sabah dinç ve dipçik gibi uyanmayı sağlar.
-Bağışıklık sisteminde güçlenme sağlar.
-Beyin, retina, cilt hücreleri güçlenir (dupduru zihin, canlı bakışlar, pırıl pırıl saçlar ve parıldayancilt).
-Kansere karşı koruma sağlanır.
-Kan damarlarının büzüşüp genleşmesini sağlar. Damar sertliğinden koruyucu özelliği vardır (antiaterosklerotik).
-Yangı (inflamasyon) önleyici etkisiyle romatizmal hastalıklara karşı koruma yapar.
-Kan şekerinin düzenlenmesine yardımcı olur (diyabet için faydalı).
-Kanı seyreltir ve akışını kolaylaştırır, kanın pıhtılaşmasını önler.
-Depresyon tedavisini destekler.
-Bunama ve Alzheimer hastalığı riskinin azalmasına yardım eder.
-Dikkat, konsantrasyon ve odaklanmaya yardımcı olur.
Marifetlerini okuyunca, belki de Omega-3, tüm endamı ve başdöndürücü güzelliğiyle podyumda yürüyen bir manken gibi geçti gözlerinizin önünden değil mi? Ne diyordu Kıraç:Endamın yeter! (başının üstünde mavi hale olan emoji yakışır buraya).
Öyle zarif bir moleküldür ki Omega-3, kolesterolü düşürürken de naif davranır. Kötü kolesterolü (LDL) düşürüp, iyi kolesterolü (HDL) arttıraraktan total kolesterol düzeyinde düşüş sağlar. Nasıl da asil...
Her ne kadar balık yiyerek Omega-3 alsak da, ülkemizdekiler sıcak deniz balıkları olduğu için, miktar yeterli değil. Kaldı ki her gün kilo kilo balık yemek de pek mümkün görünmüyor...Deniz kirliliği ve ağır metal hususu ayrı bir handikap zaten...
İçinde Omega-3 bulunduran besinler şunlardır: Soğuk sularda yaşayan yağlı balıklar (Somon, orkinos tipi ton balığı, uskumru, sardalya, hamsi ), keten tohumu, kivi, semizotu, daha az oranlarda ceviz, badem, fındık, soya filizi, kuru fasulye, soya fasulyesi, nohut, mısır, mısır unu, çörek otu yağı, soya yağı, tatlı patates, marul, lahana, brokoli ve diğer yeşil yapraklı sebzeler.
Balıkta, özellikle de soğuk su balıklarında bulunan bu kıymetli molekül, hava ile temas ettiğinde okside olur ve yapısı bozulur. Faydası say say bitmeyen bu yağ asitleri, bir o kadar da nazlıdır işte…
İşte o yüzden, bu nazenin molekül, korunasıdır. Yani Omega-3, gıda takviyesi olarak alınacağında, içine konulduğu kapsüllerin hava sızdırmaz olduğundan emin olmak gerekir.
İki parmağınızın arasına alıp sıkıştırdığınızda yumuşak olan kapsüller, belli ki hava sızdırıyor demektir. Bu tür kapsüller Omega-3 yağ asitlerinin okside olmasına yani çabuk bozulup, tehlikeli kimyasallar oluşmasına neden olur.
Bu bozulmayı ise, hava geçirmez kapsül ile birlikte, preparata eklenen güçlü antioksidanlar önler.
Yani söyleyeceğim odur ki, Omega-3 seçiminizi yaparken, bir antioksidan da (A, C ve E vitamini, magnezyum, selenyum, çinko ) barındırıyor olmasına özen göstermek şarttır.
Gözünü hırs ve rant, kalbini pas bürümüş insan evlatlarının, uyduruk kıytırık ürünleri piyasaya sürdüklerini hatırlatmak isterim dostlarım...
Her balık yağı , Omega-3 demek değildir. Örneğin, satın aldığınız gıda takviyesinin üstünde 1000 miligram balık yağı yazıyor diyelim. Dikkat edin, bu, balık yağının miktarıdır, içindeki etkin ve aktif maddelerin değil. Yani, 1000 miligram balık yağının içindeki EPA ve DHA’nın toplamı 100 miligram bile olabilir. Bu haliyle yapılan omega-3 takviyesi elbette efektif ve yeterli olmayacaktır.
Bu yüzden herhangi bir Omega-3 ürünü satın alırken kapsülün içindeki balık yağının miktarına değil, saf Omega-3 yağ asitlerinin, yani DHA ve EPA’nın toplam miktarına bakılmalıdır. Ve ayrıca EPA/DHA oranının da 3/2' nin üzerinde olması makbuldür.
Basitçe özetleyecek olursak, EPA, kalp ve damar sistemine destek çıkarken, DHA beyin dokusunu destekler. EPA+DHA olarak günlük alınması önerilen total miktar en az 1gr olmalıdır. Ayrıca Omega-3’lerin, çabuk bozulmasını önlemek amacıyla buzdolabında saklanması gerekir.
Sözün özü odur ki dostlarım, beyin ve kalp-damar sağlığını koruyan, bağışıklık sistemini destekleyen bu nazende molekül omega-3'e olan ihtiyaç, henüz anne karnında iken başlar, çocukluk, ergenlik, yetişkinlik ve yaşlılık boyunca devam eder.
Sağlıklı günler dileğiyle...