Atalarımız 99 yıl önce santrali düşünüp, taşınmışlar; "Su akar, Türk bakar" demesinler diye.
Yıllar önce tüm yokluklara rağmen o zamanlar suyun akışından döndürülen pervane çark marifeti ile dinamo döndürülerek, elektrik elde edilmiş.
O zamanlar bu büyük buluşun. Ne yazık ki devamı getirilmemiş, herhalde sadece tatmin duygusu giderilmiş.
Aradan onlarca yıl geçtikten sonra şimdiki Çukurova fabrikasıda su ile çalışan 2 İngiliz mali jeneratör getirtilerek ona göre de Şelaleden geçen ırmaktan beslenen bir yapay ırmakçık deşip fabrikanın içinde geçirmişlerdi...
Su ile çalışan elektrik üreten jeneratörlar için ırmak yapılıp, enerji üretmişlerdi.
Biz ne yapmışız?
Geliştirme-araştırma var mı?
Görünürlürde öyle bir çalışma yok.
Bizler hazırı bile geliştirip, çoğaltmasını becerememişiz.
Sadece 99 yıl önce hurdaya verdiğimiz su ile çalışan jeneratörü becerirsek şayet getirteceğiz!
Bu beceriksizlik, vurdumduymazlık Tarsus halkına reva mı?
Karadeniz seyahetim sırasında laz kafası diye şakalaşırız ama adamlar akan dereye kurdukları su ile çalışan jeneratör sayesinde küçük balık çiftlikleri kurduklarını gördüm. Hayretler içerisinde kalmıştım.
Biz ne yapmışız?
Başımızdan def etmek için jeneratörleri hurdacıya vermişiz.
Çevremizde 100 yıl önce onlarca ırmak varken zamanında belediyelerde bu işe öncü olmamış. Hazır elektrik kullanmayı yeğlemişler.
Yani 100 yılımız heba olmuş.
Aslında şöyle bir karıştıracak olursak bu şehirde nelerin yok olmasına neden olduğumuzu görebiliriz...
Maalesef değerlerimize zamanında bir türlü sahip çıkıp, geliştiremedik...
Ankarada yüksek yerlerde çalışan memur, müdür veya bir yerlere gelmiş onca yetkili ve etkili Tarsuslular var? Hangisini tanıyoruz?
Bir kaç kişinin tanıması yeterli mi?
Baksanıza milletvekilliği için çıkan çoğu aday adayların, Tarsuslu olduğunu öğreniyoruz.
Aslında bunlar için bir kitap çıkarmamız gerekli.
Hiç bir kıymetin yok olmasına tahammülümüz artık yok.
Biz anca savurganlıkta öncüyüz.
Değerlerimizi yıllar önce yitirdik.
Şimdi de bulmaya çalışıyoruz. Tıpkı sağlımız gibi...