10 Ocak gününü bilenler için yazıyorum.
Gazete okuyucuların çoğuda 10 Ocak tarihinin Çalışan Gazeteciler günü olduğunu bilir.
Yani 24 saat gözü ve kulağı açık, her an her zaman olayları kovalayan gazetecilerin günü.
Genel ve yerel basında da görmüşünüzdür. Verilen çoğu haberlerde bugünü kutlayan kutlayana.
Basınla ilişkisi olanların çoğu 10 Ocak tarihini unutmadılar.
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Gününe her ne hikmetse verilen davetlere işveren gazetecilerde katılmış!.
Ben yerel gazetelerde yer alan haber ve fotoğraflardan takip ettim.
Hani bir söz vardır, "Herkes haddini bilecek"
İnsanlar kendisine verilen değer kadar hareket etmelidir diye düşünüyorum.
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Gününde iyi ve kötü olaylarda oldu.
Mesela basın çalışanlarını biraraya getirmek onlara çeşitli hediyelerle onure etmek elbette iyi ve yerinde bir davranıştır.
Ama basın arasında ayrım yapmak hiçbir kimseye yakışmıyor ve bir şey de kazandırmaz...
'Bu benim adamım, çağırın gelsin. Şu bize ters çarğırmayın' gibi düşünceler bana göre abesle iştikaldir.
Ne zaman havaya atarsan at, dört ayağının üstüne düşen yalakaların fikrimidir hani diye aklımada geliyor.
Bu olaylar basına verilen yemeğide, onure etmeyi de bitiriyor.
Basın doğru duyduklarını, bildiklerini hakaret kasıt olmadıkça yazmakla mükelleftir. Karşı tarafta bunların yanlışını ispatlamak zorundadır.
Basın yazmak için var.
Kişinin isteğine göre, her yazarın yazı yazması zaten doğal değildir.
Böyle ayrımlı davetlerin bir daha yaşanmaması dileği ile sokaklarda çileli haber kovalayan gerçek muhabir arkadaşların tümünü ayrım yapmadan 10 Ocak Çalışan Gazetecilerin Gününü canı gönülden kutluyorum.