Ne derseniz deyin! İkisi de, aynı kapıya çıkar… Son günlerde yaşantımıza giren “ sağlıklı” yiyecekler arasında yumurtanın en sağlıklısı “Gezinen tavuk” söylevi tuttu! İster ATV olsun, isterse, Pazar yerlerinde saman üstünde sıralanmış yumurtaları görmüşsünüzdür… Satıcıya bu yumurta gezinen tavuğun yumurtası mı demeniz, çok saçma bir soru olurdu… Artık, Teknolojiden faydalanan sadece, kent satıcısı değil! Taşralı satıcılarda teknolojiyi kullanmasını gayet iyi biliyorlar. Hayatın ve yaşamanın ne olduğunu bilmeyenler toplumun yüzde kaçını oluşturur? Hayatından şikâyet edenler “şükür” et seninde olsun! Şükür ile amaçlanan istek oluyorsa(!) her gün” şükür ile kalkıp, şükür ile oturmalıyız! Bu konuda konuşulacak çok konu bulabiliriz; senin tuzun kuru derler… Bu da zenginlik ile fakirliğin arasındaki farkı anlatılması gibi. Türkiye’de ortalama yüzde 35’şi refah seviyesinde yaşar! Yüzde 25’şi orta direk olarak yaşar! Geride kalan yüzde 40 ise yontma taş devrinde yaşar! Dünya’da adalet diye, bir işleyiş var mı? Kapitalist ülkelerde adalet, paranın olduğu her yerde vardır, olmaya devam edecektir… Toplum içinde olumsuzluk içinde yaşayan ailelin birçoğu çocuklarının sporcu olmasını ister. Topçu olmuş, basketçi olmuş, voleybolcu olmuş onlar için hiç önemli değil! Önemli olan oğlunun milli ve tanınmış bir sporcu olması ve yüksek paraları transferde almasıdır!
Bu yoksulluk içinde olan yüzdeler hayatlarından memnun olabilir mi? Onlar bu tercihlerini yoksulluk içinde yaşamak için oylarını kullanmadılar… Zengin olanların bu seviyeye gelmelerini sağlayan nedenler neler olabilir? Ya babadan zengin doğdular! Ya da hayatın boşluklarını gördüler ve yasal olmayan siyasi güçlerin içinde veya bir siyasi parti destek sayesinde, zenginleşen birçok insan olduğunu söylemek isterim… Ne hazin ki(!) bu sonradan görmüşler zenginleşince; kendilerinin geldikleri yeri unutanlar; şimdi siyasi gücün sayesinde saraylarda yaşamakta(!) bir lokma ekmeği bulunca; Allah’a dua ederek, namaz kılanlar toplumun yüzde kaçını temsil ederl?!
CANLILARIN YAŞAMI…
Dünya üzerinde yaşayan canlıların yaşam hakları var mı? Bu hakları garantili mi? İnsanlar, canlıların en mükemmeli olarak, her türlü yaşam hakkı olabilir mi? İnsanlar, birbirinden daha zengin veya daha üst seviyeye nasıl ve ne şekilde yükselmiş olabilir? Ya siyasi gücü elde etmiş veya siyasi hareketin içinden şeytani zekâsı sayesinde arkadaşlarının sırtına çıkarak yükselmesini bilmeleri sayesinde; iyi adam, kötü adam oynamasını sevenlerin arenasına “hoş geldiniz” demek istiyorum…
Her canlının görevi insanlara hizmet etmek değil mi? Tavuk yumurtadan çıkar!Yumurtası ile besler…Sonrasında yumurtadan kesildi mi(!) kesilir eti ile hizmet eder..
CANLILARIN İÇİNDE EN ÖZGÜR KİM YAŞAR?
Ben, siyasetçilerin olduğunu söylemek istiyorum! Tabiî ki, insan toplumunun içinde adil yaşam hakkı olarak zenginlik içinde yaşayan mutlu azınlıklar! Bugün kapitalist düzenin yarattığı bankalar sayesinde aldığı krediyi zamanında ödemediği zaman “ İPOTEK” tehdidi altında toprağını kaybeden çiftçiyi köleleştirenler; Kapitalist düzenin para babaları değil mi? Türkiye’de Cumhuriyetin ilk kuruluşunda toplumda istenilen refah seviyesini artıran şirketler kuruldu… Bugün ne oldu? İktidar, siyasi gücü ile bu değerleri sattı ve yandaşlarına peşkeş çekti. Bence Türkiye’de en güzel yaşayanlar siyasetçilerdir! Siyasi güçleri sayesinde kimse soru soramaz! Hiçbir Cumhuriyet Savcısı hakkında yasal bir işlem yapamaz! Ancak, muhalefet vekili, mecliste dokunamazlığı kaldırılır ve vekilliği düşer… İktidarın vekil ise, dönem sonuna kadar vekilli sürer veya meclis de kaldırılması ret edilerek vekilliği sürer… Siyasetçi ölünceye kadar siyasetin içinde kalmak istemelerinin anlaşılmayacak bir yanı yok! Güç ve para olunca siyaset yapmak daha kolaydır!!!
GÜNÜN SÖZÜ: TOPLUM OLARAK, HALA TAVUK MU, YUMURTADAN ÇIKAR, YOKSA! YUMJURTA MI TAVUKTAN ÇIKAR!SÖZÜ İLE AVAUNMAYALIM!!! GERÇEKLERİ GÖRME ZAMANI GELMEDİ Mİ? (Mehmet AKTOPRAK)