:

:

:

ÖĞRETMENLER, ÖĞRETMEN GÜNÜNDE MUTSUZ YAŞIYOR!

9 Aralık 2019 Pazartesi 10:56
Mehmet AKTOPRAK

Her 24 Kasım’da, 16 Mart’ta, 5 Ekim’de Öğretmenler Günü olarak kutlanıyor… Bu gün öğretmenler Günü’nde öğretmenlerin mutlu olduğunu söylememiz mümkün mü? Hayır değimli? Öğretmen Gününde Öğretmenlerin sosyal yaşamlarını yükseltecek yasalar çıkarılmış değil! Sadece laf salatalığı içinde verilen sözlerin tutulması, uygulanması söz konusu olmayacağın göre; mesleklerine verdikleri hizmeti sadece! Emekli oluncaya kadar; verilen kuru bir maaş oluyor… Öğretmenlere Laik Türkiye Cumhuriyeti ilk döneminde verilen saygı-sevgi unutulamaz! O günkü millettekilerin ve bakanların maaşları bir öğretmenin maaşından fazla olamazdı! Öğretmenlere gösterilen sevgi-saygı göstermelik değil, bu samimi duyguları hiçtenlikle gösterilmelidir. Hala birçok sosyal yaşamlarını iyileştirecek yasalar Meclise geldi mi? Tüm memurları ilgilendiren 3600 dereceye ne oldu? Yeni yasalar öğretmenlerin sorunlarını çözmekte başarılı olabilir mi? Milletvekillerin bu konuda meclise sunacakları yasaların yasalaşmasını hep birlikte göreceğiz! Önemli olan mağdur durumda olan memurların sosyal yaşamlarını düzenlenmesi sağlanmalıdır!                                                                                   

KÖY ENSTİTÜLERİ NEDEN KAPATILDI…                                                                                                                                      

Bu soruya şimdiye kadar hiçbir iktidarın eğitim ve öğretim bakanı açıklamadı! Neden? Kapitalist düzenin yardakçıları olan toprak ağalarının meclise girdiler. Siyasilerin,Köy Enstitüleri Öğretmen Okullarını tehlikeli görenlerin yarattığı baskı sonucunda kapatıldı. Bu okullarından mezun olan öğretmenlerin her yönü ile bilgili, yaratıcı olmaları sayesinde köylerinde öğretmen-lider olarak tarım, sağlık, kooperatifleşme ile köyün mallarını değerlendirmesiyle başlayan aydınlanma ve zenginleşmeleri tehlikeli görüldü. Demokrat Parti’nin her mahallede yarattığı zenginleri, sağ ekonomi politikası sayesinde parayı büyük şehirlerde yaratarak(!) köylerinin gelişimini engelledi.                                                          

CUMHURİYETİN İLK DÖNEMLERİNDE…                                                                                                                            

Atatürk’ün özgür kuşakların yetişmesi için öğretmene olan inancını organizeden Milli Eğitim Bakanları olan Mustafa Necati ve Hasan Ali Yücel’in aldıkları somut önlemler sayesinde öğretmenin toplumdaki saygınlığını artırdı. Bilhassa, Köy Okullarına alınan öğretmen adayları köyden geliyordu. Kırsal alanlardaki; sosyal yaşamı üst seviyeye çıkartmak ve okuma-yazma seviyelerini yükseltecek ve köy halkını yakından tanıyan öğretmen olacaklar. Laik Türkiye Cumhuriyetinin çok önemli meselesi olan okuma-yazma sorunu çözecek olan Köy Öğretmenlerinin gittikleri köylerde yaratıkları değerlerin amaca dönük çalışmaları onurlu olduğu kadarda; kırsal alanlarda yarattıkları eserlerin sayesinde; kırsaldaki gelişmeleri bilmek gerekir!  Ne yazık ki; siyasilerin Banaz düşünceleriyle; bağlantılı olan yanlış politikaların sayesinde Köy Enstitüleri (1954), öğretmen Okulları(1974) ve Anadolu Öğretmen Liseleri (2014) kapatılarak, öğretmen mesleğine zarar verildi..                                                                   

Şimdi öğretmenler nereden yetişiyor? Önemli bir soru: Bu dönem birbirlerinden habersiz yüzü aşkın devlet ve vakıf eğitim fakültelerinden öğretmen yetişiyor. Ancak bu eğitim fakültelerinde yetişen öğretmenlerin “ öğretmen ruhu”  ve” nitelikli” öğretmenlerin yetiştirildiği söyleyemez!                                    

Bugün devletin eğitim FAKÜLTESİNİ bitirmiş olan beş bini aşan atama bekleyen öğretmenlerin olduğunu unutmayalım!                                                                                                                                    

ÖĞRETMENLERE SOSYAL HAKLAR VERİLMELİDİR…                                                                                                    

Bugünkü iktidarın taktiği olan böl-parçala siyaseti öğretmenlerin üzerinde baskı var! Öğretmenler, üç öğretmen sendikasına bölündü…  Öğretmenlerin bir arada toplanacağı güçlü bir sendikanın çatısı altında olmalıdır. İktidar olmuş sağ partiler öğretmenlerin bütünleşmesini önleyecek aynı siyasi oyunu oynadı… Böl-Parçala sayesinde öğretmenleri gruplara ayırmasını AKP iktidarı başardı!                                Demokrasi adına; öğretmenlerin toplanacakları güçlü bir mesleki sendikaya sahip olmalıdır! Güçlü bir sendikaları olması halinde; öğretmenlerin toplusözleşme ve lokavt yaparak sosyal haklarını almaları mümkün! 12 Eylül 1980 askeri darbesinin el koyduğu siyasi partilerin ve sendikaların malları geri verilmedi…  O dönemde faaliyet gösteren Öğretmenleri Birleştirme Ve Dayanışma Derneği’nin (TÖB-DER)  mal varlığı yapılan mücadeleye rağmen öğretmenlere verilmedi..                                              

ÖĞRETMENLİK STATÜSÜ TAVSİYELERİ İLKELERİ NEREDE?                                                                                                

*Ülke olarak altında imzamız olan” Öğretmenlik Statüsü Tavsiyeleri İlkeleri” zaman geçirilmeden uygulanmalıdır.                                                                                                                                                                      

*Öğretmenlere toplusözleşmeli, grevli sendika hakkı tanınmalıdır. Öğretmenler üzerinde oluşturulan baskılara son verilmelidir.                                                                                                                                        

*Ücretli ve sözleşmeli öğretmenliğe son verilmeli ve atanamayan öğretmenler atanmalıdır.           *Öğretmenler, kendi yöneticilerini seçme hakları olmalıdır.                                                                                                                     

*12 Eylül 1980 dönemde askeri darbenin TÖB-DER Derneğin malları sahiplerine iade edilmeli. İlkokul Öğretmenleri Sosyal Yardım Sandığı(İLKSAN) ana sözleşmesi demokratikleşmesi oluşturulmalı ve yönetimi öğretmenlere bırakılmalıdır.                                                                                                            

*Öğretmenlerin aylık ve ücretleri günün koşullarına göre iyileştirilmelidir.                                                                 

*Eğitim veya öğretmen üniversiteleri kurulmalı ve eğitim fakülteleri buraya bağlanmalıdır.                        

*Çok önemli olan (KHK) ile meslekten çıkarılan öğretmenlerin hakkında yargı kararı olmayanların mesleklerine geri dönmelidir.                                                                                                                                              

*Eğitim ve öğretmen politikaları, eğitim sendikaları ve örgütleriyle birlikte belirlenmelidir.                    

*Dinsel Vakıfların, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın eğitime, öğretmenin işine karışmasına son verilmelidir. Bu maddeler öğretmenlerin ihtiyacı olan sosyal yaşamını iyileştirecek olmasına imkân sağlayacak!            

Bu iktidarın her imzasını altın attığı sözleşmeleri uygulama gibi insan hakları diye bir duyarlığının olduğuna inanmak isterim.                                                                                                                                                          

GÜNÜNSÖZÜ: MAKAMINIZ NE OLURSANIZ OLUN! BU MAKAMA GELMENİZİ SAĞLAYAN ÖĞRETMENİZDİR! UNUTMAYALIM! (Mehmet AKTOPRAK)

Bu yazı toplam 635 defa okunmuştur.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın diğer makaleleri
Yeni Doğuş Gazetesi ©1986 - Tüm Hakları Saklıdır, Kaynak Gösterilmeden İçerik kopyalanamaz.
Oluşturma süresi(ms): 3