:

:

:

DÜNYA’DA SİYASİ KAPİTALİST YAŞAM

21 Ocak 2020 Salı 11:05
Mehmet AKTOPRAK

Dünya savaşlarının patladığı ve sürdürülen savaşların devam ettiği bölgelerde coğrafi olarak demokrasinin yerleşmediği ülkeler olmadığı gözlenir… Afrika, Asya ve Arabistan yarımadasında bulunan Arap Ülkelilerinin birçoğunun monarşi ile yönetilmekte!                                                                  

Demokrasi, insan hakları, özgürlüklerin ve insanca yaşamanın ne olduğunu bilmeyen toplumların buluştuğu yer neresi?  Bugün Orta Doğu’da devam eden savaşı başlatan kapitalist ülkelerin başında gelen dünya jandarması konumunda olan, her dönemde bu ülkelere demokrasi getireceğini söyleyen bir ABD ön planda görülüyor… Fransa, Belçika, İspanya, Portekiz, Hollanda ve Almanya’nın ikinci dünya savaşı sonunda işgal ettikleri ülkelerin alt ve üst zenginliklerini sömüren bu ülkeler değil mi? Gelişmemiş ülkelerin halkına demokrasi adına hiçbir şeyi öğretmek zahmetine katlanılmadı…                           

Aynı zamanda, kültür açısından da; Fransızların işgal ettiği Fas, Tunus, Cezayir, Suriye ve Çad halklarının Arapçadan daha çok Fransızca konuşmaları bir kültür ayrışımı değil mi? Kendilerine bağımlı hükümetlerin sayesinde bu ülkelerin zenginliğini yönetenlerle birlikte sömüren bir düzenin kurucusu, takipçisi olan ve gelişmemiş olan bu ülkelerin bu günkü duruma getiren bu ülkeler değil mi? Afrika’nın iç taraflarında bulunan ülkelerin maden zenginliğini sömüren Belçika’nın ne işi vardı?                                   

Meksika’da Maya kültürünü yok eden İspanya değil mi? Portekiz’in Malezya’da, Endonezya ve Filipinlerde ne işi var? Türk korsaları bu kıtalara gittiler… Ve…  Osmanlı adına bu bölge halklarına destek oldukları biliniyor… İngiltere İmparatorluğun basmadığı yer kalmadı… Uzun yıllar Mısır’ı kral Faruk ile yöneten İngilizler değil mi? Devam edelim:  Arabistan, Ürdün, Kuveyt, Lübnan’da ne işleri vardı? Bugün bu coğrafya’da bu ülkelerin özgürce yaşadıklarını söylemek mümkün mü? Bu ülkeleri yönetenlerin tek düşünceleri kazandıkları iktidarlarını devam ettirmekten başka hiçbir dertleri olabilir mi? Göstermelik seçim ve hangi kabilenin çoğunluğu varsa; iktidar koltuğuna oturur! Bunun adının demokrasi olduğuna Avrupa ülkeleri karar verir! Bu ülkelerde insan katliamını yapan bu ülkelerin Ermeni katliamına destek vermelerinin tek nedeni bu olsa(!) gerek…                                                                               

TÜRKİYE’DE DEMOKRASİ VAR MI?                                                                                                                            

Türkiye, kurtuluş savaşı sonuna kadar, Ankara Hükümetinin yönetimi vardı… Meclis çalışıyordu! 1924 tarihli Anayasa çıkarılmış ve ülkenin demokrasi anlayışı yapılan değişim ile kadrolaşma tamamlanmıştı… Hükümetler kurulmuş ve tek parti dönemiyle birlikte tek dereceli seçimler yapılmaya başlandı… Tabikii CHP’den ayrılan Celal Bayar ve Adnan Menderes ekibi yeni bir oluşum gerçekleştirdiler! Adına Demokrat Partisi, yapılan ilk seçimde iktidara geldi… Adnan Menderes parti’nin ilk Başkanı ve Hükümetin Başbakanı oldu. DP döneminde ortaya konulan yolsuzluklar, çıkarılan halkın yararına olmayan yasalar ile halkın baskı altına alındı… Gazeteler, yazma ve düşünce Özgürlüğü’nün ayaklar altına alınması ile hapis yatan gazeteciler! O gün ile bugünü benzer tarafları var! Ancak! O günden bugüne gelindiğinde hapishanelerin dolu olduğu biliniyor! Gazeteciler ve gazetelerin kapatılması amaçlanıyor! AKP’ye yorumları ile halkı uyaran “Sözcü Gazetesi ile yazarlarına” karşı verilen cezai durumu şaşkınlıkla izleniliyor! Föte’ye yardımcı oldukları gibi akla gelmeyecek olan, mütalaasını hazırlayan savcının ve cezayı veren hakimlerin yasayı istedikleri bir biçimde yorumlama hakları var mı? Bu konuda hukukçuların hem fikir oldukları yasanın bu cezaların hangi yasaya göre, verildiğini anlayamadıklarını ifade etmeleriydi! Bugün Anayasa Mahkemesi bu konuda yapılan çağrılara cevap vermediği anlaşılır gibi değil! Seçimde Yüksek Seçim Kurulu’nun yapılan itirazlara müdahil olmama durumuna demokrasi dememiz mümkün mü?                                                    

AKP, SİYASETİ KENDİNE GÖRE YORUMLUYOR!                                                                                                                             

Maalesef! Türkiye’de uzun yıllar siyasi arenada mücadele eden Muhafazakâr olduğunu söyleyen AKP’nin halkın verdiği oylara güvenerek; ömür boyu iktidar kalacağına inanmaları büyük bir gaflet olur! Partiyi kuranların “Dini gömleği” üzerlerinden çıkardıkları ifade eden, Erdoğan değil miydi? İki yıl halkın yanında olan bu partiyi bugünlere kim getirdi? Cumhuriyetin katılımlarını satan hangi parti idi? “Beraber Yürüdük Biz, Bu Yollarda” diyenler; bugün nereye geldiler… Dünya tarihine bakıldığında; iki din devletini Arap Müslümanları kurmuş! Emeviler ve Abbasiler… Bugün neredeler? Tarihin tozlu sayfalarında kayboldular… Osmanlı Devleti o şaşalı devrini nasıl kaybetti? Yükselme devri Fatih Sultan Mehmet ile başladı. Kanuni ile en yüksek tepeye yerleşti… Ve sonrasında gerileme devri başladı. Gelen Padişahların anneleriyle, veziriazamların siyasi çıkarları ile tahta çıkan “yeteneksiz padişahların” sonunda gelinen noktaya iyi bakılmalı! Hala Lozan, Serv anlaşmalarını tartışmayı görev bilen bazı siyasetçilerin tarihi bilgilerini tartışmak gerekir! Erdoğan, iki kimlikle oturduğu o koltuğa layık olabilmesi içinde, gerekli yönetim aktiveye sinde doğru, halkın yararına kararlara imza atması gerekmez mi? Hırçın bir Erdoğan’ın halkları kutuplaştırması Bir Müslüman’a yakışmadığını söylemek isterim…                                                                                                                                                                            

GÜNÜN SÖZÜ: TÜRKİTE’DE KONUŞULACAK ÇOK SÖZ VAR! EKONOMİ NE HALDE? EĞİTİM GERİLEME DÖNEMİNE GİRDİĞİ GÖRÜLÜYOR! İNSAN HAKLARI VAR MI? KANAL İSTANBUL’DAN ÖNCE BUNLARA ÇÖZÜM BULUNMALIYIZ!!! (Mehmet AKTOPRAK)

Bu yazı toplam 2642 defa okunmuştur.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın diğer makaleleri
Yeni Doğuş Gazetesi ©1986 - Tüm Hakları Saklıdır, Kaynak Gösterilmeden İçerik kopyalanamaz.
Oluşturma süresi(ms): 1