:

:

:

Bizimle Ben Olalım

20 Aralık 2016 Salı 10:53
Meryem DURAK

Ben, Biz Olduğumuz Zaman Ben'im

Bu hikâyeyi çok manidar buldum, nasılda ihtiyacımız var.

Değil mi?

“Afrika'da çalışan bir antropolog bir kabilenin çocuklarına bir oyun oynamayı önerir, ağacın altına koyduğu meyvelere ilk ulaşanın ödülü o meyveleri yemek olacaktır.

Onlara, “Haydi, şimdi başla! Birinci olan alacak!” der.

O an bütün çocuklar el ele tutuşur, koşarlar ağacın altına beraber varırlar ve hep beraber meyveleri yemeye başlarlar.

Antropolog neden böyle yaptıklarını sorduğunda şu cevabı verirler;

“Biz “ubuntu” yaptık: Yarışsa idik, yarışı kazanan bir kişi olacaktı.

Nasıl olur da diğerleri mutsuzken yarışı kazanan bir kişi ödül meyveyi yiyebilir?

Oysa biz ubuntu yaparak hepimiz yedik.”

Ubuntu'nun anlamını açıklarlar onların dilinde:

UBUNTU: “BEN, BİZ OLDUĞUMUZ ZAMAN 'BEN'İM”

Bu hikâyeyi okuyup da duygulanmayacak insan azdır.

Bu hikâyeyi birçok kez bazı durumlara uyarladım köşe yazsısı olarak gönderemedim.

İlk uyarlamam MHP'nin içinde bulunduğu duruma yorumlamıştım.

Fakat ülkemiz her seferinde yeni durumlara gebe kalıdı. Sürekli de kalıyor.

Şimdi ise ülkemizin içinde bulunduğu durum da tam Ubuntu zamanını kapsıyor...

Partiler arası ve parti içi muhalefetleri bir kenara bırakıp el ele tutuşup çözüm olunma zamanı.

Bizi-Sizi-Şusu-Busu yok artık.

Atatürk milliyetçiliği var.

Vatan içinde yaşayan ve kendini Bu milletin içinde hisseden herkes Türk'tür.

Bu milletin toplam adıdır TÜRK.

Gün, hep birlikte vatan sınırına SUR, sur içinde VATAN olma vakti.

Bu vatanın nasıl bir seferberlik ile kurulduğunu unutmuşuz. Unutturdular…

Etrafımız ateş çemberi,  nefesimizde barut kokusu var.

İçimizden ve dışımızdan hainlerin tuzakları kuruluyor.

Zor zamanlardan geçiyoruz.

Biz olma vaktini geçirmeden, bir an önce birlik olunmalıyız.

Özlediğimiz, benliğimize dönmeliyiz.

Neden biz olmayı unuttuk? Olamıyoruz.

Acilen sorgulamamız gerekmez mi sizce de?

Ben biz olduğumuz zaman benim.

Hikâye, günümüzde unutulmaya yüz tutan Milli Birliğimizi aklımıza tokat gibi vuru verdi değil mi?

Bu günlerde ben, ben illaki ben, ben olmalıyım derdinde herkesler.

Ben olmazsam kimse olmasın.

Benim değilse kimsenin de olmasın.

Benim hükmüm yürüyecek.

Ben kimden nasıl faydalanırım? Çıkarım nerede?

Ben her şeyi en iyi bilirim.

Ben en güzelini yaparım.

En iyi ben kazanmalıyım.

Her şey benim isteğim doğrultusunda olmalı vs. Vs.

Ben odaklı bir eğitim.

Birinci sen olmalısın evladım diye çocuklarımız kamçılanıyor.

Ben odaklı gençlik ve BEN odaklı toplum olup çıktık.

Güzel ve insani değerlerimiz hakir görülmeye başladı.

Biz olmayı çoğunluğumuz çoktan unuttuk.

Oysa, gözünü diktiği yere engel tanımadan ezip geçen sömürücü güçlerin söylemleri ve eylemleri kara ile ak gibi.

Şimdi her yerden kan akıyor.

Kendileri için bizim coğrafyamızı dövüş alanı yapmada sakınca görmüyorlar.

Kendi ülkelerinden uzak kendi insanlarının çıkarları için bizlerin kanını içiyorlar.

Hem de içimizdeki hainleri kullanarak.

Öyle güzel oyun yönetiyorlar ki;

 Genelinde takdirlerde, alkışlarda samimiyetten uzak yüze piyas olduğunun farkına bile varamıyor millettim ve Ortadoğu halkı..

Alkışların sesinde kayboluyorlar. Oysa arkasından kan, gözyaşı ve de savaş geliyor.

Ancak ülkelerini ve her şeylerini kaybettiklerinde farkına varıyorlar ama tavşan yamaca çoktan geçiyor oluyor.

Etrafta dost yok ki. İçimiz dışımız düşman zulası.

Millet bir olurken, yönetenler de illaki benim dediğim olacak ben her şeyim demeyecek.

Millete sırtını dayarken, yarın beni sırtımdan vuracak mı diye düşünmeyecek.

Kendi hırsı için bizi kullanıyor mu diye düşünmek zorunda bırakılmayacak.

Kim mi?

Tabiî ki Yönetenler.

Tek adam olmak isteyenler.

Birlikte biz olalım diyebilecekler.

Siyaset dünyası ise en çirkef politikalar meydanı.

Bu gün ağam, paşam yarın yerin dibine düşen.

 Umudumuz ve Kurtuluşuz, Milletçe Ubuntu yapmamız.

Acilen ve tek koşul bizimle ben olmaya dönmeliyiz…

Kalın Sağlıcakla- Bizimle ben olarak-Meryem'ce 

Bu yazı toplam 1296 defa okunmuştur.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın diğer makaleleri
  • Aç Ayı Oynamaz...!!!5 Nisan 2024 Cuma 13:55
  • Nereye Evriliyoruz???18 Ocak 2024 Perşembe 17:11
  • Evlat Kölesi Olduk...23 Eylül 2023 Cumartesi 12:05
  • Çocukluğuma misafir oldum...18 Temmuz 2023 Salı 16:26
  • Sandık Kokusu,,,25 Mayıs 2023 Perşembe 16:12
  • YAP_TI_LAR…!!!8 Mayıs 2023 Pazartesi 18:12
  • Deprem İçimizden Geçti25 Şubat 2023 Cumartesi 10:42
  • Dil Dillenirken...7 Aralık 2022 Çarşamba 09:38
  • Tüküremeyin Emi…29 Kasım 2022 Salı 16:20
  • Gözler Ah O Gözler…12 Ekim 2022 Çarşamba 17:37
  • Çocukluğumun Kıbrıs’ı !!!16 Nisan 2021 Cuma 13:37
  • Çıplak Tasarım!!!30 Mart 2021 Salı 17:17
  • Değirmen Yolu Karanlık9 Şubat 2021 Salı 14:41
  • KÖR AKIL..25 Ocak 2021 Pazartesi 12:15
  • Rasim Dokur ve Atatürk19 Kasım 2020 Perşembe 11:14
  • Ateş Alamaya Geldim4 Eylül 2020 Cuma 13:01
  • Kadınları Yazmakla Bitmez15 Ağustos 2020 Cumartesi 11:22
  • Evde Dönüşüm7 Mayıs 2020 Perşembe 11:40
  • AŞK PENCEREDEN BAKIYOR16 Nisan 2020 Perşembe 10:29
  • Virüs İnsanın Beynine Düştü!!!14 Nisan 2020 Salı 11:15
  • Yeni Doğuş Gazetesi ©1986 - Tüm Hakları Saklıdır, Kaynak Gösterilmeden İçerik kopyalanamaz.
    Oluşturma süresi(ms): 3