:

:

:

YSK Kararı Hukuka Olan Güveni Zedelemiştir

Tarsus Baro Temsilcisi Av. Cihan Öktem, “Vatandaşın Hukuka ve Adalete Olan Güveni Derinden Sarsılmıştır”
Tarih: 13 Mayıs 2019 Pazartesi 10:30
YSK Kararı Hukuka Olan Güveni Zedelemiştir
Yazı Boyutu:
Metni küçült
Metni büyüt

Mersin Barosu Yönetim Kurulu Üyesi ve Tarsus Baro Temsilcisi Av. Cihan Öktem, bu durumun mantığa aykırı olduğunu, hukuksuz olduğu tespit için hukuk bilmeye dahi gerek yoktur.

Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) İstanbul Büyükşehir seçimlerinin yenilenme kararına barolardan tepkiler gelmeye devam ediyor.

YSK’nın İstanbul seçimlerinin yenilenmesine tepki gösteren Mersin Barosu Yönetim Kurulu Üyesi ve Tarsus Baro Temsilcisi Av. Cihan Öktem, bu durumun mantığa aykırı olduğunu, hukuksuz olduğu tespit için hukuk bilmeye dahi gerek olmadığına vurgu yaptı.

-KAMU VİCDANI SON DERECE RAHATSIZ EDİLMİŞTİR-

Öktem, gazetemize özel olarak yaptığı açıklamasında YSK’nın vermiş olduğu kararın  sonrasında kamu vicdanın son derece rahat  olduğunun altını çizerek, “Yüksek Seçim Kurulu’nun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinin iptaline ve yenilenmesine ilişkin oy çokluğuyla verdiği karar, aynı olaylar ile ilgili verdiği emsal içtihatlarına aykırı olmuş, kamu vicdanını son derece rahatsız etmiştir. Demokrasinin bir gereği yapılan seçimlerde milletin iradesi tecelli etmekte ve Anayasamızın 6.maddesinde yer alan “Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir” hükmü, hukuka uygun ve millet iradesinin doğru olarak yansıtıldığı seçimlerle yürürlük kazanmaktadır. Seçimlerin hukuka uygun olarak yapılması ve yapıldıktan sonra da millet iradesini ortadan kaldıracak şekilde hangi kurum olursa olsun etki edilmemesi “Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir” hükmünün yürürlük kazanmasının olmazsa olmazıdır.

Seçim Kanunu ve ilgili diğer mevzuatta da “milletin iradesinin doğru olarak yansıtılmasının” başlıca önem verilen husus olduğu anlaşılmaktadır. Öyle ki; seçim sonucuna etkili olmayan yanlışlıkların seçimin iptaline gerekçe olamaması da bunun en büyük göstergesidir. Bunun yanında seçim hukukunun , şekli ve usule dayanan yönleri ağırlık kazanan unsurlardır. Yapılacak itirazların süreye tabi olması, süresinden sonra yapılan itirazların değerlendirmeye alınmaması, bu özelliğin en büyük göstergesidir.

Yüksek Seçim Kurulu’ nun seçimin iptaline dair kararının;  bazı sandıklarda sandık kurulu başkanlarının kamu görevlisi olmamasına ve bazı sandıklarda da bir kamu görevlisi üyenin bulundurulmamasına dayandırıldığını anlıyoruz” dedi.

YSK, KENDİ SEÇİM TAKVİMİNE UYMADI

Mersin Barosu Yönetim Kurulu Üyesi ve Tarsus Baro Temsilcisi Av. Cihan Öktem, YKS’nın kendi seçim takvimine uymadığını ve usulsüz oluşturulduğu iddia edilen sandık kurullarının seçim sonuçlarına ne şekilde etki ettiğinin, somut delillerle ispatlı olarak ortaya konulması, YSK’nın görevi olduğunun altını çizdi.

Öktem, “YSK seçim takviminde, sandık kurullarının usulsüz oluşturulduğu gerekçesiyle tam kanunsuzluk itirazının 2 Mart 2019 tarihine kadar yapılabileceği yazmaktadır. Bu tarihe kadar sandık kurullarının oluşumuna itiraz edilmemiştir. Bu itirazların yapılmaması ile sandık kurullarındaki görevlendirmelere bir daha itiraz edilmesi söz konusu olamaz.

Ancak, 31 Mart 2019 tarihinde yapılan seçim gününden sonra, tam kanunsuzluk itirazı yapılmış, YSK ise “her nasılsa” kendi ilan ettiği takvime uymayarak bu itirazları değerlendirmeye almıştır. Hukuk açısından bu durumu anlamak mümkün değildir.

Diğer taraftan; YSK bu itirazı hukuksuz ve usulsüz olarak değerlendirmeye almakla kalmamış; yerleşik kararlarında var olan; “seçimden sonra sandık kurulu başkan ve görevlilerinin görevlerini kötüye kullanmalarının söz konusu olması ve suçun oluştuğunun anlaşılması, ilgililerin cezalandırılmalarını gerektirir. Ancak seçimin iptaline neden olmaz” şeklindeki kendi yerleşik kararlarına uymamış, tam aksine bir yön izlemiş ve seçim iptali gibi bir karara dayanak yapmıştır. Bu uygulama izaha muhtaç olmaktan da öte izah edilemezdir.

Yine, YSK’nın iptal kararı sadece B.Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerine yöneliktir. Halbuki kullanılan oylar aynı zarfa konulmakta, 4 ayrı pusula bu zarfların içerisinde yer almakta iken, sandık kurullarının oluşumu tam kanunsuzluk ile gerçekleştirilmiş ise ve bu durum seçim iptalini gerektirmekte ise ilçe belediye başkanlığı, belediye meclis üyelikleri, muhtar seçimleri geçerli sayılıp da Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinin iptal edilmesi, karardaki bir başka çelişkidir” şeklinde belirtti.

-DERİN BİR YARA AÇILMIŞTIR-

Mersin Barosu Yönetim Kurulu Üyesi ve Tarsus Baro Temsilcisi Av. Cihan Öktem,bu durumun mantığa aykırı olduğunu, ifade ederek, açıklamasına şöyle devam etti.

“Bu kararın hukuksuz olduğu tespit için hukuk bilmeye dahi gerek yoktur. Denilebilir ki; “itiraz sadece büyükşehir belediye başkanlığı seçimi için yapıldı, onun için sadece büyükşehir belediye başkanlığı seçimleri iptal edildi”. Ancak böyle bir gerekçe ne kamu vicdanında ne de hukukun genel kurullarınca kabul edilemez.

Usulsüz oluşturulduğu iddia edilen sandık kurullarının seçim sonuçlarına ne şekilde etki ettiğinin, somut delillerle ispatlı olarak ortaya konulması, YSK’nın görevidir. kamuoyunda vatandaşın sandığa, demokrasiye olan inancı yaralanmıştır. YSK’nın bu kararına ne şekilde bir gerekçe sunacağını, daha doğrusu sunamamasını sabırsızlıkla beklemekteyiz.  Bu karar, bu yönleriyle demokrasi geçmişimizde olmayan ve bundan sonraki süreçte daima hatırlanacak derin bir yara açmıştır.

Bu karar ile, aynı zamanda hukuka olan güven de zedelenmiş, YSK’nın kendi yerleşik kararlarına aykırı olan bu kararı vermesi ile, hukukun ve kanunun herkes için eşit ve yeknesak uygulanması ilkesi zedelenmiştir. Vatandaşın demokrasiye ve sandığa olan güven kadar, hukuka ve adalete olan güveni de derinden sarsılmıştır.

Her partiden her siyasi görüşten vatandaşımız, bu karar ile hayrete düşmüş, bundan sonraki süreçler için de derin bir kaygı yaşamaya itilmiştir.  Zira, burada sorun şu veya bu siyasi partinin ya da adayın kazanması değil, hukukun ve demokrasinin, sandığın – millet iradesinin üstünlüğünün korunmasıdır.

Vatandaşlarımız  umutsuzluğa düşmeden, kendi iradesine , hukukun üstünlüğüne sahip çıkmalı,  yeniden yapılacak seçimlerde sandıktan kaçmamalı, oyunu kullanmalıdır.

Yine bu süreçte, önemle vurgulamak gerekir ki; toplumu bölen, fanatikçe yapılan söylemler yerine, “millet iradesinin, demokrasinin ve hukukun üstünlüğünün korunması” için tüm vatandaşlarımızın bütünleşerek; seçime katılımla, demokrasiye inancını kaybetmeden, bu sıkıntılı süreci ülkemizin üzerinden savuşturması, bütün siyasi partilere, idarecilere, tüm vatandaşlara çağrımızdır.

Bizler de, ulu Önder M.Kemal Atatürk’ ten kalan ülkümüz ve ondan aldığımız ışıkla; demokrasiye, milletin iradesinin hakimiyetine inancımızla; hukukun üstünlüğü için mücadelemize durmadan devam edeceğiz”dedi.

Bu haber toplam 360 defa okunmuştur.
Etiketler:
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Henüz yorum eklenmemiştir.
Yeni Doğuş Gazetesi ©1986 - Tüm Hakları Saklıdır, Kaynak Gösterilmeden İçerik kopyalanamaz.
Oluşturma süresi(ms): 1