:

:

:

Kaya’dan Tarımda Seferberlik Çağrısı

“Tarsus İçin Yapılacak Ne Varsa, Biz Varız”
Tarih: 24 Mayıs 2017 Çarşamba 11:12
Kaya’dan Tarımda Seferberlik Çağrısı
Yazı Boyutu:
Metni küçült
Metni büyüt

Tarsus Ticaret Borsası Başkanı Murat Kaya ‘ Tarımda Seferberlik ‘ çağrısı yaptı.

Türkiye’nin bugün tarım üretiminde Avrupa’da 1. Sırada yer aldığını belirten Kaya, Avrupa standartlarında üretim yapabilmenin tarımsal üretim hacmini artıracağını söyledi.

Kaya; yaptığı basın açıklamasında şunları söyledi:

 “Dünya’daki toplam nüfusun yaklaşık beşte biri geçimini tarımdan sağlamaktadır.Bu rakamlar ülkelerin gelişmişlik düzeylerine bağlı olarak değişse de,  gerçek olan tarım olmadan sanayiden, endüstriden bahsedilmeyeceğidir.

Artık küreselleşen dünyada ülkesel rekabetçilikten çok bölgesel rekabetçilik gündeme gelmeye başlamıştır. Bölgenin kalkınması ve rekabet gücü açısından önemli bir fırsat olan tarımsal üretimden ve tarımsal ihracattan nasıl faydalanırız sorusuna cevap aramalıyız.

Tarımda, Dünyada 80 trilyon dolara yaklaşan küresel hasılanın yüzde 5,5 nu tarımsal ürünler oluşturmaktadır. Bugün Türkiye tarım üretiminde Avrupa’da 1., dünyada 7. sırada yer alıyor. Zengin coğrafi ve iklimsel özelliklerine bağlı olarak, ülkemizde gerek tahıllardan yağlı tohumlara uzanan tarla bitkilerine, gerekse meyveden sebzeye çeşitli bahçe bitkilerine kadar tarımsal üretim yapılıyor.

Nüfusun yüzde 25’ini istihdam eden, dolaylı bir şekilde de tüm toplumu ilgilendiren stratejik bir sektör olan tarımda, Avrupa standardında üretim yapabilirsek tarımsal üretim hacmimizi 60 milyar dolardan fazla olan hacmimizi 5 katına yükseltebileceğiz.

Dünya nüfusu 2050 yılında bugünkü nüfustan %34 daha fazla olacağı, yani 10 milyara ulaşacağı tahmin ediliyor. Daha büyük ve muhtemelen daha şehirli olacak nüfusun beslenmesi için gıda üretiminin %70 oranında arttırılması gerekecektir. Buda daha az toprak kullanılarak daha fazla gıda üretmek demektir. Ülkemizde tarımın daha da verimli hale getirilmesi için, belli başlı yapısal sorunların başında, tarım topraklarının ve işletmelerin küçük ve parçalı olması var. Bu sorun, tarım üretiminin sağlayabileceği potansiyel katma değer önünde bir engel teşkil ediyor. Verimlilik artışı için, girdi maliyetlerinin oluşturduğu olumsuz etki de, üzerine yoğunlaşmak gereken diğer bir kritik sorundur.

TÜİK’in takvim etkisinden arındırılmış, zincirlenmiş hacim endeksi dikkate alınarak hesaplanan tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörü değişim oranları tarım sektörünün 2015’in son çeyreğinden bu yana devamlı olarak küçüldüğünü gösteriyor. 2016’nın üçüncü çeyreğindeki küçülme oranı %7,7 olmuş. Türk tarımı, sektörleri ile birlikte aynı anda genel ekonomik zorlukların etkisinde kalırken bir yandan tarımsal örgütlenme , tarımsal üretim sorunlarıyla da karşı karşıyadır.

Tarımsal üretimde yaşananlar, tüketiciden tüccara, sanayiciden ihracatçıya herkesi olumsuz etkiliyor. Tarımsal üretimi fazlasıyla yapabilecek güçteyken tarım ürünlerine yönelik ithalat kapıları açılıyor. Özellikle hayvancılıkta uzun bir süreden beri ithalat kapısı hiç kapanmadı.Bugün Türkiye’yi, bütün Avrupa’yı doyuracak, gıda ihtiyacını karşılayabilecek verime ve berekete sahipken, kendimize yetecek kadar tarla mahsullerini üretemediğimiz, her geçen gün gıda açığımızın arttığı ve dışa bağımlı bir tarım ülkesi haline geldiğimizi görmek ne yazık ki düşündürücü ve üzücüdür..

Tarımsal üretim alanlarında Türkiye genelde 26 milyon dekar tarım toprağını kaybetmiş, tarımda istihdam edilen gurub neredeyse yüzde 20 azalmış, tarımda yeterlilik oranı düşmüş bir tarım sektörü ve tarımsal üretim miktarımız var. Her defasında vurgulayarak  ısrarla tarımın ülke için stratejik bir sektör olduğunu dile getirdik.Hükümetimizde aynı duruma vakıf ve onlarda bu durumu sıklıkla dile getiriliyor.Ne yazık ki halen somut olan stratejik kabul edilen tarıma yeterli önem ve ilgi sağlanamıyor.

Türkiye İstatistik Kurumunun 2016 verilerinden yaptığı derlemeye göre, Türkiye’nin karasal büyüklüğünün (770 milyon dekar) yüzde 30.8’i tarım alanlarından oluşuyor.238 milyon dekar büyüklüğündeki tarım alanının 196 milyon dekarında (yaklaşık yüzde 82.5) tahıllar ve diğer bitkisel ürünler yetiştirilmekte.  Geçen yıl bu alanın 156 milyon dekarı ekildi, 41 milyon dekarı nadasa bırakıldı.Diğer yandan , 8 milyon dekar alanı sebze bahçeleri, 33 milyon dekar alanı meyveler, içecek ve baharat bitkileri, 48 bin dekar alanı da süs bitkileri oluşturdu.Son dönemde, yapısal reformlar ve AB müktesebatına uyum kapsamında tarım, hayvancılık ve gıda sektörlerine yönelik global ölçekli standartlara uygun çalışmalar başlatılmıştır. Mevcut durumda, potansiyel toprak kaynaklarının önemli bölümünün kentsel kullanıma açıldığı ve tarım için kullanılmadığı , su kaynakları bakımından ise ciddi bir kıtlık yaşandığı görülmektedir.Bunun yanı sıra , iklim değişikliği dolayısıyla tarımsal üretim kaynaklarında gelecekte daha büyük problemler ortaya çıkabileceği tarafımızca düşünülmektedir.

Dünya üzerinde 700 milyona yakın kırsalda yaşayan yoksulluk çeken bir kısım var.Bunun 3 katı ( 2 milyardan fazla insan) mineralli besinlerden faydalanamayan insan var. Daha kötüsü üretilen gıdaların inanılmaz boyutta israfı söz konusu. Dahası  2,5 milyar çiftçi doğal afetlere karşı korumasız olarak çiftçilik yapmakta. Ve dünya insanı nişasta bazlı beslenmekte.

Biz artık tarım konusunda, gelecekte ne olacağına dikkat ederek strateji geliştirmemiz lazım.Anadolunun en bereketli , en coşkulu topraklarında olan Çukurovanın gözbebeği Tarsus dünyanın en verimli topraklarında bulunmaktadır.Açlık, kıtlık, sel felaketleri ve dünyanın diğer kurak bölgelerini düşündüğümüzde, topraklarımızın ne kadar değerli olduğunu anlamamıza yetiyor.

Tarsus bir ilçe olarak ele alındığında İlinin tarıma elverişli topraklarının neredeyse 3 te 1 ne tek başına sahip, 6 milyar TL’lık tarımsal üretimin 2 milyar TL’den fazlası sağlarken ve dolayısıyla kentimiz tarım üretim performansı itibariyle son derece değerli bir konuma sahipken tarımda yaşanan zorluklar gittikçe artarken tarım topraklarımızı yanlış imar uygulamaları, plansız ve çarpık kentleşme, yanlış tarım politikaları ve yasal düzenlemeler nedeniyle yavaş yavaş kaybetmekteyiz.Bu bereketli toprakları işlemek, işletmek ve problemlerini çözüme kavuşturma ça¬baları, her geçen gün daha da zorlaşmaktadır.

Bu noktada; bölgemizde kalkınmanın katalizörlerinden biri olan ihracat açısından yararlanılacak kaynakları ortaya çıkarmak, bölgesel tarımsal ihracat oranlarının artırılarak ekonomik bir odak haline gelmeyi planlamalıyız. Tarım sektöründe gelişen teknolojiyle birlikte modern tarım uygulamalarıyla üretim ve kar marjının yükseltilerek markalaşma sağlanmalıyız. Üretim deseni ve üretim miktarı planlaması yapılması acilen şarttır.

Tarım Havzaları ile yenilenen Türkiye ekim deseni ve tarımsal ürünlere sağlanan destek unsurları ile ülkesel rekabetçilikten çok bölgesel rekabetçiliğe destek verilmesi için çalışmalıyız.

Tarsus için yapılacak ne varsa, biz varız.” 

Bu haber toplam 380 defa okunmuştur.
Etiketler:
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Henüz yorum eklenmemiştir.
Yeni Doğuş Gazetesi ©1986 - Tüm Hakları Saklıdır, Kaynak Gösterilmeden İçerik kopyalanamaz.
Oluşturma süresi(ms): 2