Medical Park Tarsus Hastanesinde çeşitli branşlarda görev yapan 26 hekim, Aksaray'ın Eskil ilçesinde emekli polis memurunun silahla öldürdüğü doktor Hüseyin Ağır’ın, hayatını kaybetmesine tepki gösterdi.
Medical Park Tarsus Hastanesi binası bahçesinde Başhekim Opr. Dr. Zeynel Canoğulları, “Gerekli önlemlerin alınması için daha kaç can gitmeli, daha kaç çocuk anasız, babasız kalmalı?” diye sordu.
Basın açıklamasında Medical Park Tarsus Hastanesi Başhekimi Op. Dr. Zeynel Canoğulları, “Yaşatabilmemiz için yaşamamız gerekiyor” diye vurgu yaparak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“29 Mart’ta Aksaray’da bir aile hekimi görevi başında kurşunlanarak, öldürüldü.
Dr. Hüseyin Ağır, tıpkı Dr. Ersin Aslan, Dr. Kamil Furtun, Dr. Aynur Dağdemir gibi görevi başındayken, hekimlik görevini yerine getirmekteyken katledildi. Aile sağlığı merkezlerinden çalışan binlerce hekimden biri olarak, kendisini savunamadı ve genç yaşında aramızdan ayrıldı.
Dr. Hüseyin Ağır’ın yaşam mücadelesinin kaybettiği gün Mersin Şehir Hastanesi’nde de bir hekim arkadaşımız muayene için sırasını bekleyen bir hasta tarafından “kapıda uzun süre bekletildiği” gerekçesiyle ağır hareketlere uğramaktaydı ve hatta bu hakaretler ölümle tehdit edilmeye dönüşmüştü.
Ne yazık ki, artık ülkemizin herhangi bir sağlık kurumunda her an yaşanan benzeri durumları sıradan olaylarmış gibi kanıksamamız bekleniyor.
Artık hekimler ve tüm sağlık çalışanları yorgun, bezgin, gelecekten umutsuz ve can güvenliği olmaksızın çalışmaktadır. Sağlıkta şiddet artık bir halk sağlığı sorunu olarak karşımızda durmaktadır. Sağlık çalışanlarının çalışma koşullarını iyileştirecek gerekli düzenlemeler acilen yapılmalıdır. Basında ve özellikle televizyon dizilerinde sağlıkta şiddeti öven yayınların önüne geçilmelidir. Suçlulara verilecek cezaların caydırıcı olabilmesi için gerekli yasal düzenlemeler acilen yapılmalıdır.
Biz hekimlerin, hayatta tutmaya çalıştığımız insanlar tarafından hayattan kopartılmamız kabul edilemez. Unutulmamalıdır ki, biz de birer insanız, bizlerinde ana, baba, kardeş, eş ve çocuklarımız var. Bizlerde yaşabilmek için nefes alabiliyor, besleniyor, yoğun çalıştığımızda yoruluyor, üzüldüğümüzde ağlıyor, sevindiğimizde gülüyoruz. Bizde hayatın problemlerini taşıyor ve gelecek ile ilgili endişeler yaşıyoruz.
Yaşatabilmemiz için yaşamamız gerekiyor.
Görevini özveri ile fedakarlıkla yapan biz hekimler kolay yetişmiyoruz. Öğrencilik yıllarımızda tüm arkadaşlarımız öğrencilerin tadını çıkartırken, bizler uykusuz gecelerde ders çalıştık. Hastalarımıza baktığımız gerektiğinden çocuklarımız hasta iken yanlarında olamadık. Nöbetlerde aç kaldık. Uykusuz kaldık. Yorulduk ama yılmadık. Hak etmediğimiz halde hakarete maruz kaldık. Darp edildik ve artık öldürülüyoruz. Bizler sizlerin çocukları, kardeşleri, arkadaşları, komşularıyız. Bu kaçıncı kaybımız?
Gerekli önlemlerin alınması için daha kaç can gitmeli, daha kaç çocuk anasız, babasız kalmalı?
Kaybettiğimiz arkadaşımıza Allah’tan, rahmet diliyor, bu kaybımızın son olmasını istiyoruz.”