Gerek dış ve gerekse iç sorunlar çığ gibi büyümekte, yakın çevremizde çok ciddi savaş rüzgârları esmektedir.
Gelişmeler çok hızlı bir şekilde art arda yaşanırken, ülke gündemiyle birlikte yerel ölçekteki olaylar da hayatımızın bir parçası olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu nedenle yaşadığımız kentin sorunlarını bilmek, çözüm önerileri üretmek, çareler aramak hepimizin görevidir.
Geçtiğimiz beş nisan günü Belediye Meclis salonunda nisan ayı meclis toplantısı yapıldı. Belediyenin yıllık faaliyet raporu tartışıldı.
Demokrasinin normal işleyişi gereği meclislerde iktidar gurubu yaptıklarını anlatır. Muhalefet ise iktidarın söz verip te yapamadıklarını, eksik veya yanlış yapılanları dile getirir. Amaç daha iyi hizmet verilmesini sağlamaktır. Burada esas olan halkın menfaatlerini gözetmektir.
Belediye Meclis toplantısında Belediye Başkanı Sayın Şevket Can’ın konuşmalarını saygıyla dinleyen Cumhuriyet Halk Partisi meclis gurubu söz sırası kendilerine yani CHP sözcülerine geldiğinde aynı saygıyı görememiştir.
Faaliyet raporunun görüşülmesi sırasında başkan sayın Can’ın üslubu, ses tonu, meclis gurubumuza hitap şekli nezaket kurallarının dışına çıkmıştır.
CHP gurubu adına konuşan meclis üyemiz sayın Ali Şanlı, parti görüşlerimizi açıklarken gerek oturumu yöneten başkan vekili Kerim Tufan ve gerekse Başkan Can tarafından sözleri sık sık kesilerek adeta sabote edildiği gibi, konuşma süresi de kısıtlanarak gerekli açıklamaları yapmasına bir bakıma engel olunmuştur. Ayrıca Başkan Can’ın koruması ayağa kalkarak meclis üyemize sataşmıştır.
Belediye başkanı Sayın Can, CHP gurubunun belediyenin borçlanma isteğine karşı çıkmak suretiyle köylere hizmet götürülmesini asfalt ve parke taş döşenmesini engellediğini ve bunu halka şikâyet edeceğini söylemiştir. Biz hiç kimsenin elini, ayağını tutmuyoruz. Hizmet yapmak isteyen yapar.
Biz bundan mutluluk duyarız. Ancak, borç almadan yapamadıkları hizmetlerin vebalini partimize mal etmeye çalışanları ciddiyete ve iş yapmaya davet ediyoruz.
Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak, meclise getirilen hiçbir hizmet projesine karşı değiliz ve karşı olmayacağız. Köy yollarını asfaltlayın, parke taş döşeyin. Kaldırımların parkelerini değiştirin. Hizmet edene köstek değil, destek oluruz.
Bakınız MHP Mersin Milletvekili Sayın Baki ŞİMŞEK 20+4 kutlama programında Tarsus Belediyesinin Devletin kasasına para yatıran tek belediye olduğunu söylemiştir. Kısaca belediyenin karda olduğunu ifade etmişti. Hem paran olsun bununla öğün hem de milyonlarca lira borçlanma yetkisi iste.
Diğer bir yandan;
Borçsuzluğu ile övünülen belediyemiz gün geçtikçe borç batağına saplanır hale gelmektedir. 2016 yılsonunda piyasaya 6.620.914 TL. borcu bulunurken, 2017 yıl sonunda Tarsus Belediyesi piyasaya ciddi olarak borçlanırken (16.778.286 TL), uzun vadeli borçlanma konusunda meclisten karar çıkarılmıştır.
Her belediyenin ilçe sınırları içerisinde bulunan amatör spor kulüplerine bütçesi oranında yardımda bulunması bizimde onayladığımız bir durumdur. Ama karşı olduğumuz nokta şudur ki; yapılan yardımların tüm spor kulüplerine adil bir şekilde yapılmayarak sadece birkaç kulüp üzerinde yoğunlaşmasıdır.
Gösterişli açılışlarla faaliyete başlayan yaşam boyu spor merkezleri birer ticari işletme haline dönüşmüştür. Hiç biri parasız değildir. Dolayısıyla vatandaşların spor yapabileceği alanlar ancak parklardaki spor aletlerinin bulunduğu yerledir.
Bu konuda şunu da ilave etmek istiyoruz ki; Belediye kendisine ait olmayan arsa üzerine yaşam boyu spor merkezi yapmıştır. Örneğin; Bedrettin Sarpkaya Yaşam Boyu Spor Merkezidir.
Turizm konusuna gelince tarihi asırlar öncesine dayanan Tarsus’umuz birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, Tarihi şekillendirmiştir. Turizm gelişmesi konusunda yapılan tüm çalışmalara sonu kadar destek vermekteyiz, çünkü biliyoruz ki turizmin gelişilmesi şehre sıcak para akışının sağlanması anlamına geliyor.
Şehrimizin turistik bir bölgesi olan Kırk kaşık Bedesteni etrafında bulunan, tarihi buğday pazarı etrafında yapılan restore çalışmalarını dikkatlice izlemekteyiz. Bölgede bulunan esnaf, işlerin uzamasından ve etrafın şantiye gibi görünmesinden bu yüzden de müşteri azalmalarından son derece şikâyetçilerdir.
Restore edilen bazı binaların duvarlarının yapılan müdahaleler sonucunda yıkılma tehlikesi yaşaması ve bu duvarların dıştan atılan destekler ile ayakta durduğu ve bu durumun ulaşımı olumsuz etkilemesi ve yağan sağanak yağmurlar sonucunda kaymalar ve yıkılma tehlikeleri devam etmektedir.
Tüm bu veril ışığında; yapılan ihale sonucunda işi alan yüklenici firmanın yeterli olmadığı, gerekli olan fizibilite ve ön çalışmaları uygun şekilde yapmadığı ve hepsinden önemlisi kalifiye elamana sahip olmadığı ve gerekli denetimlerin uygun bir şekilde yapılmadığı su üstüne çıkmıştır. Bununla ilgili olarak yetkilileri göreve davet ediyoruz.
Biz hiçbir zaman kavgacı bir siyaset anlayışı içerisinde olmak istemediğimizi her defasında söyledik. Ancak sayın AKP ilçe başkanı İbrahim Gül’ün her defasında sataşma siyaseti içerisinde bulunması bizlerinde dikkatinden kaçmamıştır.
Tarsus’ta ucuz ve kolay siyaseti en fazla İbrahim Gül yapmaktadır. Kopyala yapıştır siyasetini de sayın Gül’de görüyoruz. Kalkınma Bakanı ne diyorsa, ne açıklama yapıyorsa, Sayın Gül tekrar siyaseti yaparak vatandaşlar ile alay etmektedir.
Bakınız 2013 yılında ilk temeli atan Eskinin Ulaştırma Bakanı, 2018 yılının Kalkınma Bakanı Lütfü Elvan, bir açıklamasında Çukurova Bölgesel Havalimanının 29 Ekim’de biteceğini açıklamıştı.
Gittik gördük ancak 2 büyük pistin biteceği ifade ediliyor. Bunu ezbere söylemiyoruz gittik gördük. İlk dönemlerde 3 pistten bahsediliyordu.
Şimdi 2 pist yapılacak deniliyor. 3. pist neden projeden çıkarıldı diye de merak ediyoruz.
Burada yaşayan bir vatandaş olarak bizlerde bu projenin bir an önce faaliyete girmesini umut ediyoruz. Bekleyip göreceğiz.
Belediye meclis toplantısında temsilcimiz Sayın Ali Şanlı, yıllık faaliyet raporu üzerinde konuşurken yanlış anlamalara neden olan bir ifade kullanmıştır. Arkadaşımız maksadını aşan ifadesiyle basın emekçilerinin emekleri karşılığı aldıkları parayı elbette kastetmemiştir.
Gerçekten çok zor atmosferde konuşmaya çalışırken istemediğimiz bu durum ortaya çıkmıştır. Değerli basın çalışanlarımızın emekleri karşılığı aldıkları paraya hiçbir sözümüz yoktur.
Hepinize sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
